31 Ağustos 2010 Salı

Yeni Transferlerimiz: A.Ogilvy ve M.Ignerski

İlk olarak son 2 yıldır formamızı giyen Mire Chatman ile tekrar anlaşmıştık. Daha sonra geçen sezonun ikinci yarısında takıma katılan ve takıma verdiği katkıyı Play-off sürecinde arttıran Fedor Likholitov ile de tekrar anlaşmaya vardık. Bu 2 yabancı oyuncumuzun yanına transfer yapacağımız aşikardı çünkü Newley, Perry ve Fletcher'la yollarımızı ayırdık.

İlk yabancı transferimiz Andrew Ogilvy oldu. Avustralyalı oyuncu ile aslında Temmuz başında anlaştığımız söylendi ilk olarak. Ancak geçen süreçte resmi sitemizde hiçbir haber yapılmadı bu dedikodularla ilgili. Tam transferin gerçekleşmediğini düşünüyordum ki geçen günlerde resmi sitemizdeki kadromuza Andrew Ogilvy'nin de eklenmiş olduğunu gördüm.

Yeni oyuncumuz 22 yaşında, 2.11 boyunda ve pivot mevkiinde oynuyor. Kendisi 2007'den bu yana Amerikan Kolej takımlarından Vanderbilt'te oynuyordu. Bu onun ilk Avrupa tecrübesi olacak kısacası. İlk gelen bilgiler olumlu yönde. Ancak kendisini çok tanımadığımız için kapalı kutuluk bir yönü de yok değil...

İkinci yabancı transferimiz ise 3 gün önce basında kendine yer bulmaya başladı. Ogilvy transferinde olduğu gibi yine resmi siteden bir açıklama gelmedi. Hatta kadroya da yazılmadı şu ana kadar kendisi ama birçok kaynaktan sözleşme imzalandığına dair bilgiler geldi. Yeni oyuncumuzun adı Michel Ignerski. Polonyalı oyuncumuz milli takımda da forma giyiyor. Oyuncumuz 30 yaşında, 2.07 boyunda ve 3-4 numaralı mevkiilerde oynayabiliyor. Kariyerinda daha önce yurtdışı tecrübesi de fazlasıyla var...

Yeni transferlerimiz hayırlı olsun. Maddi problemler yaşanmadığı takdirde ilk 5 içerisinde yer alabilecek bir kadro kuruldu. Tabii bu kadar yeni oyuncunun birbiriyle kaynaşması ve takım oyununun ortaya çıkması zaman alacaktır. Bizim görevimiz şimdilik sadece beklemek...

Süper Lig | 2010/11 Sezonu 3.Hafta

Toplu Sonuçlar
Ankaragücü 1-1 Kayserispor
Gaziantepspor 2-2 Konyaspor
İstanbul BŞB 3-1 Kasımpaşa
Sivasspor 0-2 Bursaspor
Bucaspor 3-1 Gençlerbirliği
Fenerbahçe 4-2 Manisaspor
Kardemir Karabükspor 1-4 BEŞİKTAŞ
Eskişehirspor 1-3 Galatasaray
Antalyaspor 0-0 Trabzonspor
-------------------------------------
Toplam 31 gol atıldı.
42 sarı kart ve 1 kırmızı kart çıkartıldı.
-------------------------------------
Gol Krallığı
1-) Alex de Souza (Fenerbahçe)....2
.....Mert Nobre (BEŞİKTAŞ)........2
.....Teofilo (Trabzonspor).............2
-------------------------------------
Haftaların Liderleri
1- Fenerbahçe
2- Trabzonspor
3- Bursaspor

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Yusuf'lu A2 Takımımız 2'de 2 Yaptı; 0-4

Geçen hafta Tavşanlı Linyitspor'u deplasmanda 2-0 yenerek lige iyi bir başlangıç yapan Takımımız, bugün de altyapıya verdiği önemle ünlü Bucaspor'u da 4-0 yenmiş ve 2'de 2 yapmış.

İlk yarısı 1-0 biten maçta gollerimizi Ali Kuçik (2) ve Ömer Faruk (2) kaydetmiş. Bu arada Takımımızda, A Takımı oyuncusu Yusuf'un da forma giydiğini belirtelim.

# Takım Maç Puan Averaj
1- BEŞİKTAŞ 2 maç 6 puan +6
2- Bursaspor 2 maç 4 puan +5
3- Eskişehirspor 2 maç 4 puan +4
4- Dardanelspor 2 maç 4 puan +3
5- Turgutluspor 2 maç 4 puan +2

Takımımız Gol Krallığı
Ali Küçik 3 gol
Ömer Faruk Özgen 2 gol
Caner Turp 1 gol

Skor İyi, Sinyaller Kötü; 1-4

Skor, Süper Lig'deki bir deplasman maçı için gayet iyi. Hele hele daha ne olduğunu anlamadan 1-0 yenik duruma düşen bir takım için. Ancak skorun, daha doğrusu yediğimiz gol sayısının bizi aldatmaması gerektiği de bir gerçek. Helsinki'de defans hakkında ne olduysa, Karabük'te de aynısı oldu. Rakibe bol bol pozisyon verildi, bazılarında Cenk sahneye çıktı, bazılarında rakip beceriksizdi ve sonuç olarak kaza-bela olmadan bir 90 dakika daha atlatıldı.

İyi bir golcü olmayabilir ve hatta bazen öyle goller kaçırır ki insanın hayata küsesi gelir. Ancak mücadelesine de hiçbir şey diyemez kimse. Çalışıp çalışıp, iyi not alamayan öğrenciler gibidir Nobre. Bu maçta yine didindi, çalıştı, sahanın her yerindeydi. Hatta bir ara sağ bekte Ekrem'in yokluğunda -hakikaten neredeydi Ekrem o an?- rakibi karşılıyordu. Bunların üstüne 2 de gol atınca güzel bir gece oldu Nobre için.

İlk golünde Necip'in payını es geçmemek lazım. Maçları televizyondan beraber izlediğim babam her 2 maçta 1 kornerleri MAF döneminde nasıl kullandığımızı anlatır durur. Ön direkte biri topu arkaya aşırır ve arkadan gelen kafayla tamamlarmış vs. Bu maçta ilk gol onun anlattığı cinsten bir organizasyonla gelince benden çok o mutlu oldu. :) Necip'e zaten diyecek birşey yok. Allah nazarlardan saklasın. 2 golde de duran topu kullanan Tabata'yı da goller haricinde göremediğimizi söyleyelim.

İkinci yarı Karabükspor'un etkisiz gözükmesinin sebepleri ise Zapotcny'nin Emenike'yi iyi marke etmesi ve genel olarak daha derli topu bir defans-orta saha kurgusuna sahip olmamızdı. Haliyle daha az pozisyon verdik. Üstüne üstlük tekrar tekrar izlememe rağmen çözemediğim iki pozisyondan birine penaltı çalınınca ve biz o penaltıyı gole çevirince maç orada bitti zaten. Penaltıyı Guti'nin atması ve Avrupa'dan sonra ligde de golle tanışması hoş oldu. Aynı şekilde Quaresma'nın da gollerine ligde devam etmesi güzeldi.

Bunun dışında İbrahim Üzülmez'in içeri penetresinin gayet şık olduğunu, Cenk'in genel olarak çok güven verdiğini ancak Fevzi'den bana miras kalan geri paslardaki korkudan dolayı biraz tereddütlü olduğumu, İbrahim Toraman'ı sağ bekte değerlendirmemizin sanki daha doğru olacağını düşündüğümü de ekliyeyim. Ernst ise bildiğimiz gibiydi yine.

1-4'ü yakaladıktan sonra geliştirdiğimiz ataklarda 5.gol gelmesin istedim. Maçı daha farklı bir skorla kazanmanın bir anlamı yoktu bizim için. Karşıdaki tribün de tribünümüze jest üstüne jest yapınca ve son dakikalarda karşılıklı tezahuratlar başlamışken bir gol daha atalım istemedim açıkcası. Türkiye içerisinde bir başka tribüne uzun süre sonra bu kadar kanım ısındı. Tekrar teşekkürler Karabükspor taraftarına. İnşallah takımları bundan sonra pozitif futbol oynamaya devam eder ve ilk sezonlarında ligde kalmayı başarırlar...

Karabük'e giden taraftarlarımıza da değinmek lazım. ''Gücüne güç katmaya geldik'' söylenirken kendilerinden geçmiş gibiydiler. Beni de televizyon başında kendimden geçirdiler. Deplasmanlara giderken bir de büyük pankart yakışır o tezahurata kanımca. Az sayıda olunmasına rağmen ve deplasman tribünü şekil itibariyle uygun olmasa da harika tribün yaptılar. Hepsine helal olsun...

Son olarak; Nobre-Bobo değişikliğinde kalp krizi geçiriyorum sandım bir an. Yabancı kontenjanındanki sorunumuz bilinçaltıma öyle yerleşmiş ki, bu maça 5 yabancı ile çıktığımızı düşünemedim. Haliyle Nobre çıkıp, Bobo oyuna girince evde kısa süreli bir panik hali yaşandı. Kalemi alıp, kadroyu kağıda dökmemle ancak rahatlayabildim. Sanırım bu da Mustafa Denizli'nin 2000/2001 sezonundaki faciasından miras... :)

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Kardemir Karabükspor - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

29 Ağustos 2010 Pazar

Teşekkürler Karabük...

BEŞİKTAŞ tribünlerinin Süper Lig'e çıktığı zaman unutmayıp, bir pankartla jest yaptığı Kardemir Karabükspor cephesinden bu maçta o jeste karşılık gelecekmiş. Pankart nete düştü de haberim oldu benim de. Maçta görebilir miyiz, bilinmez. O yüzden şimdiden koyalım fotoğrafı.

Teşekkürler Karabük, tekrar Süper Lig'e hoşgeldiniz...

28 Ağustos 2010 Cumartesi

3.Hafta | Kardemir Karabükspor - BEŞİKTAŞ

Kardemir Karabükspor - BEŞİKTAŞ
Tarih: 29 Ağustos 2010
Saat: 20:00
Stad: Necmettin Şeyhoğlu
Hakem: Tolga Özkalfa

Kardemir Karabükspor diyince 0-5'lik maç geliyor. Altı üstü 6 maç yapmışız zatn lig tarihinde. En farlı skor bu olunca, o kalmış aklımda. Maçın başında öne geçip, baştan sona rahat bir maç çıkarmıştık. Son 15 senede elde ettiğimiz en farklı deplasman galibiyetlerinden biri bu maç (Altay 2-8, Göztepe 0-6, Trabzonspor 0-5 diğer benim aklıma gelenler).

Süper Lige çıkışına sevindiğim bir takım Kardemir Karabükspor. 1998/1999 sezonunda bu ligde bulunmuş bir takımın çıkması hep o şehri hareketlendirir, hem de Süper Lig havasını solumamış insanları mutlu eder diye düşünüyordum. Gözlemlediğim kadarıyla gerek şehir, gerek taraftar bazında da fazlasıyla mütevaziler (Mesela aynısını Bucaspor için söyleyemeyiz). Umarım bu sezon oynayacağımız iki maçta hem sahada, hem tribünde herhangi bir tatsızlık yaşanmaz iki kulüp arasında ve biz bu tür olumlu düşüncelerle anarız senelerce Kardemir Karabükspor'u.

Maç hakkında söylenmesi gereken ilk şey oyundan önce skorun önemli oluşu. Avrupa Lig ve Süper Lig koşturmasının toplam 9.maçı olacak bu maç ve bu maç sonrası 2 haftalık bir ara başlayacak yine zorlu bir süreç öncesi. Dolayısıyla futbolcular Milli Takım kamplarına ayrılmadan oynanacak bu maçı öyle ya da böyle kazanmamız gerekiyor.

Çift ön libero ile çıkar, defansta basit hatalar yapmazsak ve işi ilk dakikadan itibaren sıkı tutarsak bir şekilde usta oyuncularımız sayesinde golü buluruz. Sonucu, puan çıkartıp çıkartmayacağımızı ise defansımızın performansı belirler.

SALDIR BEŞİKTAŞIM!

* İki takım lig tarihinde bugüne kadar 6 kez karşılaştı. 4 maçı biz, 1 maçı Kardemir Karabükspor kazandı, 1 maç ise beraberlikle sonuçlandı. Atılan gol sayıları 14-5 lehimize.

* Karabük'te oynanan 3 maçın 2'sini biz, 1'ini Kardemir Karabükspor kazandı. Atılan gol sayılarında 8-3 üstün taraf olan biziz.

* Karabük'te oynanan son maçın tarihi 1 Mayıs 1999.

* Bu maçın hakemi Tolga Özkalfa'nın geçen sezon yönettiği 3 maçta 1 galibiyet 1 beraberlik 1 mağlubiyet aldık.
1.Hafta: İstanbul BŞB 1-1 BEŞİKTAŞ
10.Hafta: Eskişehirspor 0-1 BEŞİKTAŞ
17.Hafta: BEŞİKTAŞ 2-3 Bursaspor

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Kardemir Karabükspor - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

27 Ağustos 2010 Cuma

Futbol | Avrupa Ligi L Grubu 2010/2011 Fikstürü

Kura kadar önemli bir konuda grup fikstürüydü. Kura çekiminden sonra ilk ve son maçı İstanbul'da oynamanın avantajlarını yazmıştım ve böyle olmasını dilemiştim. Sanki UEFA yetkilileri oturmuş, benim isteğime göre düzenlemişler fikstürü. Her açıdan güzel bir fikstürümüz var. İyi bir gruptayız ve artık şeytanın bacağını kırıp bu gruptan çıkmalıyız...

1.Maç (16 Eylül Perşembe)
BEŞİKTAŞ - Cska Sofya
2.Maç (30 Eylül Perşembe)
Rapid Wien - BEŞİKTAŞ
3.Maç (21 Ekim Perşembe)
BEŞİKTAŞ - FC Porto
4.Maç (4 Kasım Perşembe)
FC Porto - BEŞİKTAŞ
5.Maç (2 Aralık Perşembe)
Cska Sofya - BEŞİKTAŞ
6.Maç (15 Aralık Çarşamba)
BEŞİKTAŞ - Rapid Wien

Avrupa Ligi L Grubu'ndayız (Nostalji Grubu)

Ön elemede daha önce karşılaştığımız HJK Helsinki'yi eledikten sonra bu kez gruplarda 2'si yakın tarihte olmak üzere geçmişte karşılaştığımız 3 takımla eşleştik. Haliyle grubun benim nazarımda adı 'Nostalji Grubu' oldu.

Rapid Wien ile bundan önceki turda da eşleşme şansımız vardı ama onlar Aston Villa'ya çıktılar ve dün deplasmanda 3-2 galip gelerek, Aston Villa'yi üst üste 2.kez elediler (evet geçen sene de aynı turda aynı rakibi elemişlerdi). Bizim de Rapid Wien'le geçmişten kalan baya anımız var. 3 kez eşleşip, 3'ünde de elediğimiz, oynadığımız 6 maçtan 1 galibiyet 1 beraberlik çıkarabildiğimiz bir takım Rapid Wien. Bu kez kaçarı yok, şimdiden söyleyelim...

CSKA Sofya'yı herkes hatırlar zaten. İlk maçı son 10 dakikada atılan 2 gol ile kazanmış, deplasmanda ise 90 dakikayı 2-0 yenik tamamlamıştık. Ancak uzatmada Bobo ve Nobre'nin golleriyle elemeyi başarmıştık kendilerini. Bu son 11 yılda 3.Sofya ziyaretimiz olacak ayrıca (2000/2001 Levski Sofya).

Ve en ilginç eşleşme pek tabii ki Porto eşleşmesi. Quaresma'dan dolayı kötü anılar var Porto ile aklımızda, 90.dakikada yenilen gol gibi. Artık Quaresma bizde ve güç faktörleri değişmiş durumda. Hani Porto'dan güçlüyüz diyemesek de, onların o kadar güçlü, bizim ise o kadar güçsüz olmadığımız aşikar.

Fikstürü bekliyoruz artık. İlk ve son maçı İnönü'de oynayacak bir fikstür çekersek iyi olacak. İlk maçı İnönü'de oynamak önemli çünkü hemen ardından Fenerbahçe derbisi var. Son maç ise turu garantilememişsek tribün desteğini kullanabilmek için. Haydi hayırlısı...

Not: Rapid Wien'i bilen kendimi kutlasam mı karar veremedim. Kararı maçlardan sonraya bıraktım :)

Avrupa Ligi Grup Kura Çekimi 2010/2011

Ve geldik bu sezonun şu ana kadar ki en heyecanlı kura çekimine. Kupadaki tek Türk takımı olarak giriyoruz kura çekimine. Açıkcası kolay kolay görülebilecek birşey değil bu.

Öncelikle tahminimi yazayım: Zenit St. Petersburg, Dinamo Zagreb, Rapid Wien. Hani bugüne kadar hiç tutturamadım ama yine de tahmin yapmadan olmaz.


Aynı grupta yer almak istediğim takımlara gelince. Avrupa'nın ortasında oluşu, birkaç yıl önceki güçlerinde olmayışları ve ilk torbada çok daha kuvvetli takımlar olduğu için AZ Alkmaar'ı istiyorum birinci torbadan.



Üçüncü torbadan son anda bizimle birlikte Sampdoria ve Manchester City'nin de ikinci torbaya çıkması çok güzel oldu. Lakin, o torbada hala iki takım bize göz kırpıyor; Napoli ve Borussia Dortmund. 5.torbadan Tottenham, 4.torbadan Wolfsburg'u çeken biz, umarım bu kez bu tür bir şanssızlık yaşamayız. Üçüncü torbadan Odense BK'yı istiyorum. Ondan sonra da Bate Borisov olabilir.

Son torbada ise zor deplasmanlar var. Misal iki Yunan takımı var veya tribün gücü yüksek Lech Poznan var. Bu torbada benim iki isteğim var. Kalben Aris'in çıkmasını çok istiyorum dördüncü torbadan. 1997'de Selanik'te oynanan basketbol maçında çıkan kavgadan beri onları hep istiyorum ama bir türlü denk gelemedik. Belki bu kez olur... Ancak mantıken, gergin maçlardan çok bizi gruptan çıkartacak rakiplerle eşleşmeyi istiyorum tabii ki. Bu yüzden de son torbadan Sheriff Tiraspol'u veya Lausanne Sport'u -yine deplasman desteği için- istiyorum...

Cuma öğleden sonra mutlu bir şekilde kura çekimini değerlendirmek dileğiyle... Rastgele BEŞİKTAŞIM!


4-4'lük Bir Eleme Hikayesi... 0-4

Maç bir tuhaf başladı. HJK Helsinki her yerde topa basıyordu, biz şuursuz paslaşmalar yapıyor, etkili olamıyorduk. İlk 5-10 dakikadaki görüntü, beklediğimiz kadar kolay geçmeyecek bu maç diye düşündürttü. Ancak Quaresma'nın golü 14.dakikada gelince tur orada geldi. Rakibin kırıntı halindeki umudunu da sildi süpürdü çatala giden top. Sonrası malum, gelen gollerle elde edilen farklı bir galibiyet.

Bu maçta atacağımız ilk 3 golü kimler atsın diye sorsalar sanırım Quaresma-Guti-Necip derdim. Hem gollere, hem atanlara sevindim bu maç.

6 maçta 5 galibiyet 1 beraberlik ve 17-1'lik atılan-yenilen gol sayısıyla elemeleri tamamladık. İstatistik düzelttik, hedefin ilk kısmını gerçekleştirdik. Şimdi sırada daha önce 3 kez kalıp, bir türlü çıkamadığımız Avrupa Ligi grupları'ndan çıkmak var...

Biri 3 ay önce Quaresma ve Guti transfer edilecek, Robinho lafları geçecek deseydi ''hadi canım sende!'' derdim. Bunun üstüne bir de Avrupa Kupaları'nda sorumluluğun sırtımıza yüklenmesi eklendi. Şaka gibi bir sezon her açıdan...

Yalnız bugün takım gruplara kaldıysa, en büyük teşekkürlerden birini Prag'ta yaptığı kurtarışlar nedeniyle Hakan Arıkan hakediyor. Avrupa defteri o maçta, o turda kapanabilirdi bizim için...

Bu arada takımımızı Finlandiya'da da yalnız bırakmayan taraftarlarımıza/gurbetçilerimize teşekkürler... Yolun sonu Dublin olsun!

Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler

26 Ağustos 2010 Perşembe

Aurelio BEŞİKTAŞ'ta

İlk Aurelio dedikodusundan beri içime sinmedi bu transfer. Yakıştıramadım formamıza Aurelio'yu. İmza atıp, formayı giydikten sonra da değişmedi fikrim. Ancak ne yazık ki bundan sonra yapılabilecekler kısıtlı artık. O bir BEŞİKTAŞ futbolcusu ve biz onu sevsek de, sevmesek de başarılı olmasını istemek zorundayız. Onu kabullenmek ise ayrı mesele ve kişiden kişiye değişir.
Bu transferi daha da ilginç kılan ise manevi boyutuyla yanlış bir hamle olduğunu düşündüğüm Aurelio transferinin, maddi ve sportif açısından baktığınızda doğru bir hamle olması. Elinde Türk pasaportu olan, bu sayede takımdaki yabancı problemine bir çözüm olacak ve alternatife ihtiyaç duyulan bir mevkiide oynayan bir oyuncu ile 750.000 avro garanti ücret + 25bin avro maç başı ücretle anlaşmak olumlu bir hamle her yanıyla. Lakin, dediğimiz gibi tüm bu pozitif yanlar bile bu transferi kabullenmemizi sağlamıyor.

Futbolcuların o hiç sevmediğim 'bizler profesyonel insanlarız' klişesini 2 seneliğine biz taraftarlar da uygulamak durumundayız artık. 2 yıl boyunca bağrımıza basmadan ama aşırı tepki de göstermeden, aldığı paranın hakkını vermesini bekleyip, sözleşmesi bittiğinde yollarımızı ayırmalıyız Aurelio'yla. Yapılabilecek yeğane şey bu, bu saatten sonra...

BEŞİKTAŞ'ımıza sportif açıdan hayırlı olur umarım bu transfer.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

UEFA Avrupa Ligi Play-off 2.Maçı | HJK Helsinki - BEŞİKTAŞ

HJK Helsinki - BEŞİKTAŞ
Tarih: 26 Ağustos 2010
Saat: 19:45
Stad: Finnair Sonera
Hakem: Peter Rasmussen

Kendi evinde oynayacağı maçlara dezavantajla çıkacak iki, deplasmandaki maçına kazanma zorunluluğuyla çıkacak bir Türk takımı olduğu günde biz kafaca rahat çıkıyoruz maçımıza. 2-0'lık skor tam istenilen türden bir skordu. Gol yemeden ama 1'den daha farklı bir skordu tercih edilen. Bu maçta tercih edilen ise ilk yarıda golü bulup, ikinci yarıyı kendimizi kasmadan oynamak. Tabii tüm bunların yanısıra kazanırsak güzel olur. Deplasman istatistiğimizi düzeltsek fena olmaz hani.

İlk maçtaki gibi nostalji de yapalım istedim. Bu da ikinci maçtan sonraki Milliyet gazetesi. Turu geçmiş, keyifler yerinde. Ne diyelim, darısı Perşembe gününü başına...

SALDIR BEŞİKTAŞIM!

- Futbol Takımımız, 2007/08 sezonunda sırasıyla Sheriff Tiraspol (2), Basel, Liverpool ve Marsilya'yı yenmiş ve o sezon Avrupa Kupaları'nda 5 galibiyet alarak kendi rekorunu kırmıştı. Bu sezon oynadığı ilk 5 Avrupa Kupası mücadelesinde 4 galibiyet alan Takımımız, HJK Helsinki'yi mağlup ettiği takdirde kendi rekorunu egale etmiş olacak.

- Takımımız, Perşembe günü Avrupa Kupaları'ndaki 142.maçına çıkacak. 141 maçta 48 galibiyet, 29 beraberlik ve 64 mağlubiyetimiz var. Attığımız gol sayısı 169, yediğimiz gol sayısı 208.

- HJK Helsinki maçı deplasmanda oynayacağımız 71. Avrupa Kupası maçı olacak. 70 maçta 12 galibiyet, 13 beraberlik ve 45 mağlubiyetimiz var. Attığımız gol sayısı 68, yediğimiz gol sayısı 140.

- Bu maç ayrıca takımımızın Ağustos ayı içerisinde oynadığı 21.Avrupa Kupası maçı olacak. Daha önce oynanan 20 maçta 14 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet elde ettik. Gollerde ise 40-12 üstünlüğümüz var.

- Avrupa Kupaları tarihimizde şu an kadromuzda bulunan Bobo'nun 10, Nihat'ın 5, Nobre'nin 4, İbrahim Toraman'ın 3, Ekrem, Holosko, İbrahim Üzülmez ve Quaresma'nın 2, Hilbert ve Uğur'un ise 1'er golü bulunuyor.

Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler

Süper Lig | 2010/11 Sezonu 2.Hafta

Toplu Sonuçlar
Kayserispor 1-0 Kardemir Karabükspor
Konyaspor 2-1 Eskişehirspor
Antalyaspor 1-1 Sivasspor
BEŞİKTAŞ 0-2 İstanbul BŞB
Gençlerbirliği 0-0 Gaziantepspor
Galatasaray 0-2 Bursaspor
Manisaspor 0-3 Ankaragücü
Kasımpaşa 0-0 Bucaspor
Trabzonspor 3-2 Fenerbahçe
-------------------------------------
Toplam 18 gol atıldı.
46 sarı kart ve 0 kırmızı kart çıkartıldı.
-------------------------------------
Gol Krallığı
1-) Semih (Fenerbahçe).............2
.....Teofilo (Trabzonspor)............2
4-) Bobo Deivson (BEŞİKTAŞ)..1
-------------------------------------
Haftaların Liderleri
1- Fenerbahçe
2- Trabzonspor

24 Ağustos 2010 Salı

Hoşcakal Delgado...

Ne çok kullandım bu başlığı son zamanlarda. Önce 'Hoşcakal Büyük Mustafa' demiştim, sonra 'Hoşcakal Tello'. Şimdi sıra Matias Delgado'da ve belki ilerleyen günlerde Fink'te, Holosko'da veya Tabata'da...

Kişiliğiyle, sorun çıkarmayan yapısıyla ve sempatikliğiyle hep sevilen biri oldu Delgado. Ben, ki yıllardır beklediğimiz performansa ulaşamadığı için gitmesini bir süredir istiyordum, bile üzüldüm yollarımızın ayrıldığını duyunca. Ancak bazen iyi niyetli olmak, karşı tarafa iyi şeyler düşündürtmek yeterli olmayabiliyor böyle durumlarda. Delgado her zaman güzelliklerle hatırlanacak bir adam ama futbolu için aynısını söylemek mümkün değil.

Tabii futbolundan memnun kalmadık ve gitmesini istedik diye onu bu tür bir sonla göndermeyi de kimse istemezdi. 4 yıl formamızı giymiş bir oyuncuyu ıslıklarla göndermek, onun BEŞİKTAŞ'ı böyle hatırlamasını sağlamak hoş olmadı. Umarım son maçta yaşadıkları BEŞİKTAŞ'ta geçirdiği güzel günleri unutturmaz, umarım buraları hep iyi hatırlar...

Kasımpaşa'ya attığın gol, Trabzonspor'a frikikten attığın gol, Bursaspor'a deplasmanda attığın gol, Zürih'e 2 maçta attığın 3 gol, Marsilya maçında ve Kadıköy'de 2.dakikada Bobo'ya verdiğin paslar kolay kolay unutulmaz. Yolun açık olsun Matias Emilio Delgado.

2010-2011:
Süper Lig: 2 maç, 76 dakika, 0 gol
Uefa Avrupa Ligi: 4 maç, 323 dakika ,2 gol
2008-2009:
Süper Lig: 26 maç, 1846 dakika, 6 gol
Türkiye Kupası: 2 maç, 145 dakika, 1 gol
Uefa Kupası: 4 maç, 347 dakika, 1 gol
2007-2008:
Süper Lig: 29 maç, 2181 dakika, 8 gol
Türkiye Kupası: 3 maç, 250 dakika, 0 gol
Şampiyonlar Ligi: 10 maç, 765 dakika, 3 gol
Süper Kupa: 1 maç, 90 dakika, 0 gol
2006-2007:
Süper Lig: 25 maç, 1898 dakika, 4 gol
Türkiye Kupası: 6 maç, 464 dakika, 2 gol
Uefa Kupası: 2 maç, 145 dakika, 0 gol
Süper Kupa: 1 maç, 90 dakika, 0 gol
TOPLAM: 115 maç, 27 gol

23 Ağustos 2010 Pazartesi

A2'den 3 Puanlı Başlangıç...

A2 Ligi'nde yeni sezona güzel bir başlangıç yapmışız. Deplasmanda Tavşanlı Linyitspor'u 0-2 yenerken golleri Ali Küçik ve Caner Turp atmış. 38 maçlık bu zorlu maratona galibiyetle başlamak güzel.

2.haftada İstanbul'da altyapısıyla ünlü Bucaspor'u ağırlayacağız...

# Takım Maç Puan Averaj
1- Bursaspor 1 maç 3 puan +5
2- Eskişehirspor 1 maç 3 puan +4
3- Turgutluspor 1 maç 3 puan +2
4- BEŞİKTAŞ 1 maç 3 puan +2
5- Denizlispor 1 maç 3 puan +2

Takımımız Gol Krallığı
Ali Küçik 1 gol
Caner Turp 1 gol

22 Ağustos 2010 Pazar

Schuster'in Hediyesi; 0-2

Herkes gibi ben de şok oldum kadroların açıklanmasıyla. Guti, Necip, Zapotcny ve Bobo yok. Guti'nin oynatılmamasını bir nebze anlayabiliriz, kondisyon problemi olabilir. Ya diğer 3'ü? Bobo'nun bilindik bir sakatlığı yok. Maksat dinlendirmekse HJK Helsinki maçı ne güne duruyor? Zapotcny yok. Yabancı kontenjanından desek, defans hattında bir yabancı oynayacaksa bu neden Schuster'in sezon başında istemediği Ferrari oldu? Ve Necip. Viktoria Plzen maçında yaşadıklarımızdan ders aldığımızı sanıyorduk Bucaspor maçına çift ön libero ile çıkılınca. Bugün ne değişti?

Bu eksiklerin yerine onları aratmayacak oyuncular oynasa amenna ama görüyoruz ki bu oyuncular yerine çok da kötü seçimler yapılıyor. Ernst yanında Necip ile oynamalıyken biraz önünde Delgado ile oynuyor. Delgado'nun senelerdir takıma veremediği katkıdan sonra ondan hala birşeyler beklenmesi tuhaf bir kere. Quaresma'nın katkılarıyla kanatları geçen sezonlarda olmadığı kadar çok kullanıyoruz, bu kez de içeride hava hakimiyeti olan bir forvet yok çünkü Bobo yok, Nobre yedek. Bobo'nun oynatılmadığı bir günde her ne kadar taraftarımızın çoğu beğenmese de Nobre'nin oynaması şarttı Holosko yerine. Ki zaten Nobre'nin yapılan ortalara müdahelelerini gördük son 15 dakikada. Holosko ve Nihat'ın maç boyunca yapamadığını yaptı. Dahasını da yapacaktı ama Holosko'nun müdahelesi ile gol atması da engellendi bir pozisyonda.

Bugün sahada yer alan ve haklı eleştirilere maruz kalan Delgado-Nihat-Holosko üçlüsünün maaşlarını toplasak 7-8 milyon avro ediyor. Bu rakama karşılık aldığımız katkıya bakılırsa, birşeylerin yanlış gittiğini söylemek zor olmaz (ki bu 3lüye bugün faydalı olduğunu düşünsem de Nobre'yi de ekleyebiliriz. Rakam da böylece 10 milyon avro'yu bulur).

Yakın gelecekte Schuster bu hatalarından ders alacak mı, Tayfur Havutçu daha etkin rol oynayacak mı, yoksa biz bu şekilde ilginç rotasyonlarla mı oynamaya devam edeceği bilinmez. Ben öyle çok karamsar olunacak bir hava görmüyorum ama bazı şeylerin yanlış gittiği ve ders çıkarılması gereken şeyler olduğu da bir gerçek.

Bu arada Quaresma'nın hırsına bir kez daha hayran kaldığımı belirteyim. Her maç kendine hayran bırakıyor bizleri. Belki cidden hakediyor övgüyü, belki de biz çok abartıyoruz, bilemiyorum. Ancak onun sahada olması ve onu bu denli hırslı görmek çok hoşuma gidiyor.

Ve son olarak İbrahim Akın'a da teşekkür ederim bugünkü efendiliği için. Birçok faul yapıldı ne hakeme itirazda, ne futbolcularımıza ters bir harekette bulundu. Gol attı, sevincini içinden yaşamayı haketti. Demek ki zamanında ona verilen şansın ve formanın hala değerini biliyor. Teşekkürler İbrahim Akın, adam gibi adamsın.

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs İstanbul BŞB - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Hentbol | Süper Lig 2010/2011 Fikstürü

1.Hafta: BEŞİKTAŞ - Nilüfer Belediyesi
2.Hafta: Ankara İl Özel İdare - BEŞİKTAŞ
3.Hafta: BEŞİKTAŞ - Milli Piyango
4.Hafta: BEŞİKTAŞ - Ankara 06 Aterspor
5.Hafta: Çankaya Belediyesi - BEŞİKTAŞ
6.Hafta: BEŞİKTAŞ - İzmir BŞB
7.Hafta: Ankara BŞB - BEŞİKTAŞ
8.Hafta: BEŞİKTAŞ - Jandarmagücü
9.Hafta: İstanbul Dostspor - BEŞİKTAŞ
10.Hafta: BAY
11.Hafta: BEŞİKTAŞ - Trabzonspor
12.Hafta: Yenişehir Belediyesi - BEŞİKTAŞ
13.Hafta: BEŞİKTAŞ - Bahçeşehir Koleji

Tüm fikstürü tıklayıp kaydedip, bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

20 Ağustos 2010 Cuma

2.Hafta | BEŞİKTAŞ - İstanbul BŞB

BEŞİKTAŞ - İstanbul BŞB
Tarih: 21 Ağustos 2010
Saat: 21:00
Stad: BJK İnönü
Hakem: Fırat Aydınus

Geldi, çattı belalımız İstanbul BŞB ile oynayacağımız maç. Son 2 sezondur İnönü'de yensek de, genel olarak başımıza bela olan bir takım İstanbul BŞB. 6 maçta 2 galibiyet 3 beraberlik 1 mağlubiyetimiz var onlara karşı lig tarihinde. Yanı 6 maçın 4'ünde puan kaybı yaşamışız.

Abdullah Avcı'nın futbol anlayışı yüzünden sinir, stres sahibi olmamız da cabası. Her İstanbul BŞB maçında en az 3 kez maçın farklı zamanlarında 'ayağa kalkın, adam gibi oynayın' tezahuratı yapılıyor artık. Bu tür gergin maçları kazanmak her ne kadar daha çok zevk verse de, insan maçın başında 2 farklı öne geçilecek ve sonra makaraya vurulacak bir maçı tercih ediyor tabii.

Bu maçta muhtemelen Hilbert'i yine ilk 11'de göremeyeceğiz. Onun yerine Nihat'ın oynaması olası. Sağ bekte kimin oynatılacağı ise meçhul. Sol bekte ise İbrahim Üzülmez formayı geri alır muhtemelen. Bu maçta da Necip-Ernst ikilisiyle oynamak gerekecek ancak diğer yandan Ernst'in acilen dinlendirilmesi lazım. Sezonun 2.haftasındaki maç oynadığı 8.resmi maç olacak. Ki HJK Helsinki maçı onu dinlendirmek için çok uygun bir maç olacak.

Taktik-teknik bir yana, tribün de güzel olacak gibi geliyor bana. Vikingur, Viktoria Plzen ve HJK Helsinki maçlarında doluluk oranı gayet yüksek olan, insanların da zevk aldığı tribün performanslarına bir yenisini daha ekleyeceğiz muhtemelen. Orada olamamak çok koyuyor bana, o ayrı.

SALDIR BEŞİKTAŞIM!

* İki takım Cumartesi günü ligde 7.kez karşılaşacak. Daha önce oynanan 6 maçın 2'sini biz, 1'ini İstanbul BŞB kazandı, 3 maç ise beraberlik ile sona erdi. Bizim attığımız toplam 7 gole, İstanbul BŞB 5 gol ile cevap verdi.

* Bundan önce evsahibi olduğumuz 3 lig maçının 2'ini biz kazandık, 1 maç ise berabere sonuçlandı. İstanbul'daki maçlarda bizim attığımız toplam 4 gole, İstanbul BŞB 1 gol ile cevap verdi.

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs İstanbul BŞB - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

Bayan Basketbol Takımımızın Yeni Yabancıları...

Bu 3 isimle anlaştığımız bazı basketbol sitelerinde yazılalı 10-15 gün oluyor aslında. Ancak ben işi garantiye almak için resmi siteden bir açıklama bekliyordum. Arada kaynadı gitti demek ki transferler çünkü açıklama gelmedi bir türlü. Bugün Bayan Basketbol Takımımızın resmi sitemizdeki kadrosuna baktığımda ise bahsi geçen oyuncuların kadroya dahil edildiklerini gördüm. Artık birşeyler karalama vakti gelmiş demek ki.

Bu yıl sezona 4 yabancıyla giriyoruz. 1'i geçen sezondan tanıdığımız bir isim, Kelly Santos. Geçen sezonun ikinci yarısında takıma dahil olmuştu Brezilyalı oyuncu ve 10 maçta 17.1 sayı 7.6 ribaund ortalamaları tutturmuştu. Kısa sürede bu kadar etkili olmuş bir oyuncu ile tekrar anlaşmak güzel oldu.

Yeni transferlerimizden biri de Brezilyalı bu arada. Santos'tan beklenen katkı gelince gözler Brezilyalı oyunculara çevrilmiş demek ki. Iziane Castro Marques anlaştığımız isim. Geçen sezonu Polonya'da geçirmiş, 28 yaşında ve hem guard hem forvet mevkiilerinde oynayabiliyor. Aynı zamanda Brezilya Milli Takımı'nda da uzun süredir forma giyen bir oyuncu kendisi.

Diğer bir yeni transferimiz Iveta Salkauske ise Litvanyalı. Kariyeri boyunca Fransa, İspanya ve Slovakya liglerinde mücadele etmiş. 28 yaşında ve pivot. 2007'ye kadar da milli formayı giymiş bir oyuncu.

Son transferimiz ise Rus oyuncu Anastasia Pimenova. Kendisi geçen sezon FIBA Eurocup'ta aynı grupta yer aldığımız Rus takımı Chevakata'da oynuyordu. Hatta bize iki maçta toplam 31 sayı attı. 29 yaşında ve guard/forvet pozisyonlarında oynayabiliyor aynı Iziane gibi.

Yerli rotasyonumuzun genişlemesi ve kaliteli yabancı oyuncuların takıma katılmasıyla şampiyonluktan veya finalden bahsedebilecek seviyeye geldik. Ancak her sezon yaşanan maddi sorunların bu sezon yaşanmayacağının garantisi yok. Yine de yeni sezona umutla bakmamak ve ümitli başlamamak için bir neden yok.

Yeni transferlerimiz hayırlı olsun...

19 Ağustos 2010 Perşembe

Pelin Çelik BEŞİKTAŞ'ta!

En son 2 Ağustos'ta 2 oyuncumuzla tekrar anlaşma sağlamıştık. Yaklaşık 2.5 haftadır ise bir gelişme yoktu Bayan Voleybol Takımımızda. Bir süredir birkaç voleybol sitesinde bahsedilen bir transfer bugün netlik kazanmış ve Takımımız tecrübeli oyuncu Pelin Çelik'i transfer etmiş.

Vakıfbank altyapısında yetişen daha sonra Türk Telekom, Fenerbahçe Acıbadem, DYO Karşıyaka ve Ankaragücü'nde oynayan Pelin, milli formayı da toplam 132 kez giymiş. Takımımıza hem tecrübe hem performans açısından katkısı olacağı kesin. Hem ona, hem bize hayırlı olsun bu güzel transfer...

19 Ağustos 2010 itibariyle Bayan Voleybol Takımımızın kadrosu;
Cansu Aydınoğulları
Duygu Sipahioğlu (Tekrar Anlaşıldı)
Gizem Sancak
Hilal Yabuz
Müge Şakar (Tekrar Anlaşıldı)
Olga Savenchuk (S.Severodonec - Ukrayna)
Pelin Çelik (Ankaragücü)
Pınar Eren
Sinem Barut (Ankaragücü)
Yeliz Askan

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Hentbol | Yeni Sezonla İlgili Bilgiler

Hentbol Erkekler Süper Ligi'nin fikstür çekimi bugün yapılmış. Ancak fikstürün tamamı ne resmi sitemizde, ne de federasyonun resmi sitesinde yok. Sadece ilk hafta Bursa Nilüfer Belediyesi ile İstanbul'da karşılaşacağımızı biliyoruz. Bunun dışında da gelecek sezonla ilgili bazı bilgiler verilmiş. Onları da sıralayalım.

- Lige bu sezon 13 takım katılacak. Normal sezonda oynanacak toplam 24 maçın ardından
ilk 4 sıradaki takımlar Dörtlü Final'e kalacak.

- Ligde 13 takım yer alacağı için her hafta değişik bir takım o haftayı BAY geçecek. Ligdeki 13 takımdan biri de futbolda uzun yıllardır rekabet içerisinde bulunduğumuz Trabzonspor.

- Süper Lig ve Türkiye Kupası şampiyonlarının karşılaştığı ve hentbolda GSGM Kupası olarak bilinen kupa ise bu yıldan itibaren Süper Kupa olarak anılacak.

- Bu yılki Süper Kupa finali'nde takımımız 15 Eylül'de Eskişehir'de İzmir BŞB ile karşılaşacak.

Sezon planlamaları ve fikstürle ilgili daha çok bilgi yayınlandıkça, buraya yazmaya devam ederiz artık...

17 Ağustos 2010 Salı

HJK Helsinki'ye Aynı Tarife; 2-0

- 16 sene önce oynanan karşılaşmadaki tarifeyi uyguladık. En az 2 farklı ve tercihen 2-0'lık bir galibiyet demiştik. İstenilen oldu. Rahat rahat gideceğiz Finlandiya'ya.. Oh be.

- Bir futbolcu topluluğu ancak bu kadar disiplinli olabilir herhalde. 90 dakika savunma yapmaktan sıkılmaz mı insan yahu? Adamlar 2-0'da dahi gram ileri çıkmadılar. Bakalım 2.maçta ne yapacaklar...

- Rumen hakemleri de Türk hakemleri kadar kötüymüş, bunu anladık bugün. Ofsayt gerekçesiyle kesilen 2 iyi pozisyon, verilmeyen birçok faul var. Bir de Hilbert'in müdahelesi var ki, tam çözemedim ben tekrarda ne olup bittiğini.

- Bobo'ya kaptanlık çok yakıştı. Elimizde büyüdü bu adam, futbol bakımından tüm gelişimini bu formayla altında gerçekleştirdi. Ve bugün -yanlış hatırlamıyorsam- ilk kez kaptanlık pazubandını taktı. Bir de 6.dakikadaki pozisyonda top direğe nişanlanacağına gol olsaydı daha güzel olacaktı.

- Necip, yakıyordun son dakikada bizi be kardeşim :) ama inanıyorum ki o pozisyondan gerekli dersleri çıkaracaksın, daha dikkatli olacaksın bundan sonra. Bir de o pozisyonun Cenk yönü var. 90 dakika soğuk kalıp, o topu çıkarmak öyle kolay değil.

- İsmail'in aldığı her topun karşılığına da 'top kaybı' yazmak gerekiyor sanırım. Yine kötüydü.

- Hilbert istekliydi, çalışkandı. Yabancı sınırlaması olmasa bugünkü performansıyla bu takımda oynar. Daha önce dediğim gibi, şanssızlığı Guti ve Quaresma ile aynı sezonda transfer edilmesi. Israrcı olmak lazım bu adamda.

- Ferrari-Zapotcny ikilisi iyiydi. Özellikle Zapo birkaç kez kritik yerlerde kademeye girdi. Daha da iyi olacaklar, sonuçta bu maçlar tam anlamıyla kendimizi ölçebileceğimiz maçlar değil.

- Bucaspor maçında Quaresma'nın ortasında Guti'nin kafa vuruşu az farkla auta çıkmıştı ve benim içimde uhte kalmıştı o pozisyon. Bugün tersi yaşandı. Guti'nin pasında Quaresma enfes bir gol attı. O golün verdiği keyfi birçok gol veremez. Son noktayı maçı birlikte izlediğim babam koydu: 'tüylerim diken diken oldu be'.

- Bu arada maç sırasında aramızda dönen muhabbet sonrası ortaya çıkan soruyu aktarayım: Guti, Avrupa Ligi statüsünü buraya gelmeden önce biliyor mudur acaba? Adamın hayatı Şampiyonlar Ligi'nde geçti :).

- Beyaz üst, siyah şort. Nihayet tam görmek istediğimiz forma ile sahadaydık...

Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler

Süper Lig | 2010/11 Sezonu 1.Hafta

Toplu Sonuçlar
Sivasspor 2-1 Galatasaray
Gaziantepspor 0-0 Kasımpaşa
Eskişehirspor 0-0 Gençlerbirliği
Bucaspor 0-1 BEŞİKTAŞ
Ankaragücü 0-2 Trabzonspor
Kardemir Karabükspor 2-1 Manisaspor
Fenerbahçe 4-0 Antalyaspor
İstanbul BŞB 0-2 Kayserispor
Bursaspor 1-0 Konyaspor
-------------------------------------
Toplam 16 gol atıldı.
40 sarı kart ve 1 kırmızı kart çıkartıldı.
-------------------------------------
Gol Krallığı
1-) Semih (Fenerbahçe).............2
.....Teofilo (Trabzonspor)............2
3-) Bobo Deivson (BEŞİKTAŞ)..1
-------------------------------------
Haftaların Liderleri
1- Fenerbahçe

16 Ağustos 2010 Pazartesi

UEFA Avrupa Ligi Play-off 1.Maçı | BEŞİKTAŞ - HJK Helsinki

BEŞİKTAŞ - HJK Helsinki
Tarih: 17 Ağustos 2010
Saat: 19:00
Stad: BJK İnönü
Hakem:Ovidiu A. Hategan

Şu genç yaşımda yaşlandığımı düşündürttü bu eşleşme bana. 1994'te, küçüçük bir çocukken eşleştiğimiz HJK Helsinki ile tam 16 sene sonra tekrar eşleştik. Yaşlanma psikolojisini çabuk atlatırız, önemli olan BEŞİKTAŞ tabii :) Bu yüzden kura çekiminden HJK Helsinki çıktığı için mutluyum.

Gruplar öncesi son düzlükteyiz artık. Avrupa Ligi'nde sahne alacak 4 Türk takımı arasında en şanslı gözüken biziz. Ancak bir önceki turda yazdıklarımızı tekrarlamakta fayda var. Biz çok hüsranlar yaşadık Avrupa Kupaları'nda. Bu yüzden yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var.

İşi ciddiye alalım, şansa bırakmayalım, en az 2 farklı -tercihen 2-0- bir galibiyet alalım ve rövanşa rahat rahat gidelim....

SALDIR BEŞİKTAŞIM!

- HJK Helsinki, Avrupa Kupaları tarihimizde 1'den fazla kez eşleştiğimiz 8.takım olacak. Daha önce Ajax (2kez), Athletic Bilbao (2 kez), Dinamo Kiev (2 kez), Göteborg (2 kez), Lazio (2 kez), Malmö (2 kez) ve Rapid Wien (3 kez) takımları ile 1'den fazla kez eşleşmiştik.

- Takımımız, Salı günü Avrupa Kupaları'ndaki 141.maçına çıkacak. 140 maçta 47 galibiyet, 29 beraberlik ve 64 mağlubiyetimiz var. Attığımız gol sayısı 167, yediğimiz gol sayısı 208.

- HJK Helsinki maçı Türkiye'de evsahipliğini yapacağımız 70.maç olacak. 69 maçta 35 galibiyet, 16 beraberlik ve 18 mağlubiyetimiz var. Attığımız gol sayısı 99, yediğimiz gol sayısı 66.

- Bu maç ayrıca takımımızın Ağustos ayı içerisinde oynadığı 20.Avrupa Kupası maçı olacak. Daha önce oynanan 19 maçta 13 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet elde ettik. Gollerde ise 38-12 üstünlüğümüz var.

- Bugüne kadar Finlandiya takımlarıyla sadece 1 kez eşleştik. 2 maçta 1 galibiyet 1 beraberliğimiz var. 3 gol atıp, 1 gol yedik.

- Avrupa Kupaları tarihimizde şu an kadromuzda bulunan Bobo'nun 10, Delgado'nun 6, Nihat'ın 5, Nobre'nin 4, İbrahim Toraman'ın 3, Ekrem, Holosko ve İbrahim Üzülmez'in 2, Quaresma ve Uğur'un ise 1'er golü bulunuyor

Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler

15 Ağustos 2010 Pazar

Güzel Başlangıç; 0-1

- Bobo ve İzmir Atatürk Stadı dedik ve Bobo bizi utandırmayarak o stadda gollerine devam etti. Çok güzel bir vuruşla, çok şık bir gol attı.

- Guti'nin her maç 90 dakika oynamasına gerek yok. Arada böyle paslar çıkarsın kafi. İlk resmi maçında 3 puanı getiren golün asistini yaptı, darısı diğer maçlara.

- Erhan yerli olması nedeniyle kadroda tutulabilir, buna bir itirazım olmaz. Ancak ilk 11 oyuncusu olmadığını bir kez daha gösterdi. Bugün gayretliydi, istekliydi ama bunlar bazen yetmiyor takıma faydalı olma konusunda. Ekrem'in de o bölge için çok iyi bir seçim olacağını söylemiyorum ama Erhan'dan kötü olmayacağını düşünüyorum.

- Necip üstüne koyarak devam ediyor. Ediz'in tekvandovari müdahelesinde çok korktum birşey olacak diye, neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi. Quaresma da gayretliydi ancak bazı pozisyonlarda bencil davrandı, Delgado'nun pasıyla yakaladığı pozisyonu da kötü değerlendirdi ama genel olarak iyi oynadı.

- Ernst'in 85.dakikada depar atıp, topu saha içinde tutmayı başardığı pozisyon beni mest etti. Her ne kadar devamında tehlikeli bir pozisyon atlatsak da...

- Zapotcny-Ferrari ikilisi oynadıkca daha iyi olacaktır. Defans hattımız şu an için tam anlamıyla güven vermiyor. Bu da oyuncuların birbiriyle oynamasıyla ve eksik oyuncuların dönüşüyle aşılacaktır illaki.

- İbrahim Üzülmez bildiğimiz gibi. 90 dakika içerisinde mücadeleyi bir an bırakmıyor. Bir pozisyonda arkadaşlarına dönüp hırsla birşeyler söylemesi de güzeldi. Bu yaşta bu hırs, helal olsun valla... Hakan'ın hızlı oyun kurmasını seviyorum, misal son dakikalarda takımın hızlı hücuma çıkmasını da sağladı. Ancak bu tür hızlı çıkışların hangi pozisyonlarda yapılması gerektiğini iyi sezmesi lazım. Bugün tehlikeli olabilecek bir atağı zor savuşturduk bu sevdası yüzünden.

- Schuster'in çift ön liberoya dönmesi olumlu. Oyuna hamlelerinde ise biraz geç kaldığını ve ilk değişikliğin aslında Nihat-Ekrem olması gerektiğini düşünüyorum. Savunmaya katkısı olmayan Nihat yerine son dakikalarda savunmaya destek olması için Ekrem oyuna alınsa iyi olurdu sanki.

- Barış Şimşek geçen sezon sadece 1 maçımızı yönetmiş. Umarım bu sezon da bu maçtan başka maçımızı yönetmez kendisi. Ediz'i 10 dakika önce atması gerekirken, atmadı. Sanırım kendisi 'son adam' kuralından habersiz. O pozisyonda atılmayan Ediz, Necip'e ciddi zarar verseydi ne olacaktı? Daha başka pozisyonlar da var hatalı karar verdiği. Mesela Guti'ye kolayca çıkardığı kartın aynısını 5-10 dakika sonra Musa'ya çıkarıp, Bucaspor'u 40.dakikada 10 kişi bırakabilirdi (Musa sol kanattan hücum ettiğimizde oyuncumuzu arkadan çekip/tutup indirdi) ama bırakmadı.

- Kazanarak başlamak güzel, Guti'nin pasıyla gelen golle kazanmak daha da güzel. Şimdi gözler Avrupa Ligi Grupları öncesi son engelde...

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Bucaspor - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Başlıyoruz...

Tribünde illaki şampiyon biziz, siz sahadan haber verin...

13 Ağustos 2010 Cuma

1.Hafta | Bucaspor - BEŞİKTAŞ

Bucaspor - BEŞİKTAŞ
Tarih: 14 Ağustos 2010
Saat: 22:00
Stad: İzmir Atatürk
Hakem: Barış Şimşek

* Bucaspor'un tarihinde 3 büyüklerden biri ile oynadığı maç bizimleydi. 25 Ekim 2006'da İzmir'de oynanan Türkiye Kupası grup maçını 5-1 kazanmıştık. O maçta hala kadromuzda bulunan Bobo 2, Delgado 1 gol atmıştı. Tesadüf o ki, Bucaspor'un Süper Lig tarihindeki ilk maçında da rakibi biziz ve maç yine İzmir Atatürk Stadı'nda.

* Bucaspor maçı ile birlikte son 9 sezonda 8.kez sezonu deplasmanda açmış olacağız. Bu kırılması zor bir rekor olsa gerek. Son 8 sezondaki 7 deplasmanda yapılan açılış maçında 2 galibiyet 4 beraberlik 1 mağlubiyet aldık.

* Takımımız, en son 1989-90 sezonunun ilk haftasını lider tamamladı. 21 sezondur ilk haftayı lider kapatamıyoruz.

* Takımımız, İzmir Atatürk Stadı'ndaki son maçında (13 Mayıs 2009)Fenerbahçe'yi 4-2 yenerek Türkiye Kupası Şampiyonu olmuştu.

* Maçın hakemi Barış Şimşek, 2009/2010 sezonunda sadece 1 maçımızı yönetti.
28.Hafta: Ankaragücü 0-0 BEŞİKTAŞ

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Bucaspor - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

Bobo ve İzmir Atatürk Stadı

Bobo'dan istatistiksel manada güzel şeyler çıktığını Bobo vs. Antalyaspor ve Bobo vs. Trabzonspor serilerinde görmüştüm. Bucaspor maçının İzmir Atatürk Stadı'nda oynanacağını ilk duyduğumda da aklıma kupa finalleri geldi doğal olarak. Bobo ve kupa finalleri denklemini kurmakta çok zor olmadı açıkcası. Sonuç olarak bir istatistik de Bobo ve İzmir Atatürk Stadı başlığıyla çıkartayım dedim.

Özet: Ocak 2006'da transfer ettiğimiz Bobo, transfer olduğu günden bu yana İzmir Atatürk Stadı'nda 6 maça çıktı (2 lig, 4 kupa) ve bu 6 maçın 4'ünde gol attı. 4 maçta attığı gol sayısı ise 6. İşin ilginci bu 6 maçtan yalnız 1'i bir İzmir takımına karşıydı.

Tarih - Maç - Organizasyon - Sonuç
14.05.2006 Trabzonspor-BEŞİKTAŞ, Lig 1-2, 1 gol
25.10.2006 Bucaspor-BEŞİKTAŞ, TK 1-5, 2 gol
09.05.2007 BEŞİKTAŞ-K.Erciyesspor, TK 1-0, 1 gol
13.05.2009 BEŞİKTAŞ-Fenerbahçe, TK 4-2, 2 gol

Gol atamadığı maçlar:
Tarih - Maç - Organizasyon - Sonuç
03.05.2006 BEŞİKTAŞ-Fenerbahçe, TK 3-2 (120 dakika oyunda kaldı)
20.08.2006 Denizlispor-BEŞİKTAŞ, Lig 0-2 (56.dakikada oyundan çıktı)

Bobo vs. Antalyaspor
Bobo vs. Trabzonspor
Nobre vs. Galatasaray

12 Ağustos 2010 Perşembe

Basketbol Bayanlar | TKBL 2010/2011 Fikstürü

Sezon Başlangıcı: 23 Ekim 2010
Sezon Bitimi: 20 Mart 2011
Play-off Süreci: 23 Mart - 26 Nisan 2011

All Star Etkinlikleri: 15-16 Ocak 2011
Türkiye Kupası 8'li Final: 10-13 Mart 2011

1.Hafta: Samsun Basket - BEŞİKTAŞ
2.Hafta: BEŞİKTAŞ - İstanbul Üniversitesi
3.Hafta: Ceyhan Bld. - BEŞİKTAŞ
4.Hafta: BEŞİKTAŞ - Galatasaray
5.Hafta: Alanya Bld. - BEŞİKTAŞ
6.Hafta: BEŞİKTAŞ - Mersin BŞB
7.Hafta: Burhaniye Bld. - BEŞİKTAŞ
8.Hafta: Panküp Kayseri - BEŞİKTAŞ
9.Hafta: BEŞİKTAŞ - Botaş
10.Hafta: Fenerbahçe - BEŞİKTAŞ
11.Hafta: BEŞİKTAŞ - Tarsus Bld.

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Futbol | A2 Ligi 2010/2011 Fikstürü

Dün TBL fikstüründen sonra A2 Ligi fikstürü de çekildi. Bu sezon statü tamamen değişti. Takımlar 18 ve 20 takımlı iki gruba bölündü. Biz 20 takımlı 1.grupta yer alacağız ve 38 maç oynayacağız. Maçlar Pazartesi günü oynanacak.

Bizim de bulunduğumuz 1.grupta maçlar 23 Ağustos Pazartesi günü başlayacak ve 16 Mayıs 2011 Pazartesi günü bitecek.

1.Hafta: TKİ Tavşanlı - BEŞİKTAŞ
2.Hafta: BEŞİKTAŞ - Bucaspor
3.Hafta: Çanakkale Dardanelspor - BEŞİKTAŞ
4.Hafta: BEŞİKTAŞ - Kasımpaşa
5.Hafta: Antalyaspor - BEŞİKTAŞ
6.Hafta: BEŞİKTAŞ - Denizlispor
7.Hafta: Manisaspor - BEŞİKTAŞ
8.Hafta: BEŞİKTAŞ - Eskişehirspor
9.Hafta: Karşıyaka - BEŞİKTAŞ
10.Hafta: BEŞİKTAŞ - İstanbul BŞB
11.Hafta: Turgutluspor - BEŞİKTAŞ
12.Hafta: BEŞİKTAŞ - Bursaspor
13.Hafta: Boluspor - BEŞİKTAŞ
14.Hafta: BEŞİKTAŞ - Fenerbahçe
15.Hafta: Güngören Bld. - BEŞİKTAŞ
16.Hafta: BEŞİKTAŞ - Akhisar Bld.
17.Hafta: Galatasaray - BEŞİKTAŞ
18.Hafta: BEŞİKTAŞ - Kartalspor
19.Hafta: BEŞİKTAŞ - Altay

Derbi karşılaşmalarımızın tarihleri ise şöyle:
14.Hafta: BEŞİKTAŞ - Fenerbahçe (15 Kasım 2010)
17.Hafta: Galatasaray - BEŞİKTAŞ (6 Aralık 2010)
33.Hafta: Fenerbahçe - BEŞİKTAŞ (11 Nisan 2011)
36.Hafta: BEŞİKTAŞ - Galatasaray (2 Mayıs 2011)

10 Ağustos 2010 Salı

Basketbol Erkekler | TBL 2010/2011 Fikstürü

Sezon Başlangıcı: 16/17 Ekim 2010
Sezon Bitimi: 8 Mayıs 2011
Play-off Süreci: 14 Mayıs - 23 Haziran 2011

All Star Etkinlikleri: 29-30 Ocak 2011
Türkiye Kupası Elemeleri: 5-11 Ekim 2010
Türkiye Kupası 8'li Final: 10-13 Şubat 2011

1.Hafta: Türk Telekom - BEŞİKTAŞ
2.Hafta: BEŞİKTAŞ - Banvit
3.Hafta: Aliağa Petkim - BEŞİKTAŞ
4.Hafta: BEŞİKTAŞ - Bornova Bld.
5.Hafta: Oyak Renault - BEŞİKTAŞ
6.Hafta: BEŞİKTAŞ - Fenerbahçe
7.Hafta: BEŞİKTAŞ - Trabzonspor
8.Hafta: Olin Edirne - BEŞİKTAŞ
9.Hafta: BEŞİKTAŞ - Antalya BŞB
10.Hafta: Erdemirspor - BEŞİKTAŞ
11.Hafta: BEŞİKTAŞ - Karşıyaka
12.Hafta: Tofaş - BEŞİKTAŞ
13.Hafta: BEŞİKTAŞ - Galatasaray
14.Hafta: Efes Pilsen - BEŞİKTAŞ
15.Hafta: BEŞİKTAŞ - Mersin BŞB

Sezonu Ankara'da Açıyoruz...

2010/2011 sezonunu, 3 oyuncu dışında tamamen yenilenmiş kadromuzla ve yeni sezona dair taptaze umutlarımızla 5 Mayıs 2010'da yukarıdaki sevinç yumağının oluştuğu Türk Telekom deplasmanında, yani Ankara'da açıyoruz...

Hayırlısı olsun...

9 Ağustos 2010 Pazartesi

TBL Fikstür Çekimi

Türkiye Basketbol Ligi'nde 2010/2011 sezonu fikstür çekimi 10 Ağustos Salı günü 11:00'de düzenlenecek basın toplantısının ardından düzenlenecekmiş. Sezon planlaması da fikstürle birlikte açıklanır herhalde. Bu arada TBBL fikstür çekimi hakkında ise bir bilgi verilmedi şu an için.

İlk yarıda Galatasaray ve Fenerbahçe derbilerini deplasmanda oynamak, ikinci yarıda ise rakiplerimizi ligde odaklandığımız süreçte Akatlar'da ağırlamak çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Bunun dışında büyük bir beklentim yok fikstürden...

Cenk'i Kazandık, Kupayı Kaybettik; 2-2 (6-5 Pen.)

- Cenk ne yaptın kardeşim sen? Kaç kurtarış yaptın 90 dakikada bir ara sayısını unuttuk. Hakan'ın formda oluşuyla keyiflenmiştik, senin bu performansın iyice rahatlattı hepimizi. Rüştü rahat rahat sakatlanabilir, formsuz olabilir, cezalı duruma düşebilir artık...

- Ferrari iki devrede öyle iki kritik müdahele yaptı ki Schuster'e 'sen daha beni tanımıyorsun' der gibiydi. Ferrari'nin sahada duruşu bile kalması için yeterli bir sebep. Böyle bir oyuncuya sahipken göndermeye çalışmak ahmaklıktır. Kusura bakılmasın ama başka bir karşılık bulamıyorum.

- Hilbert'in ikinci maçıydı bu maç. Bazı yorumları okuyorum da sağda solda, kendisini çok çabuk silmişiz gibi gözüküyor. Dezavantajı Quaresma ve Guti gibi oyuncularla aynı zamanda transfer edilmesiydi. Bu 2 yıldızın bize verdiği heyecanı verememesi ona şimdi 'zayıf halk' tanımlaması olarak geri dönüyor. Ben yine de bir süre sonra katkı vermeye başlayacağını düşünüyorum.

- Aynı şekilde Fink'in de kalmasını istiyorum. Bu yüzden bugün iyi bir maç çıkarmasını, kritik müdaheleler yapmasını istiyordum. Necip-Ernst oynamalı ama alternatifleri Uğur olmamalı. Fink takımda kalmalı.

- İsmail'e ise söylenecek söz yok. Vikingur maçında bile zorlanmıştı ama bu maçta yenilen 2.golün öncesi son noktaydı herhalde. Ümitle kıpırdanmasını bekliyoruz ama savunmasını bir adım bile ileri götüremedi 1 senedir. Ve artık bende ümit de kalmadı. Bu kadar kolay çalım yenilmez, bu kadar çabuk geçilmez. İşin kötüsü kendisinde hırs namına birşey de göremiyorum ben. Çok da güzel benimsiyor gibi gözüküyor yediği çalımları...

- Guti'yi izlemek büyük keyif. İlk golde verdiği pas mükemmeldi. Forma da çok yakışmış. Bu denli kaliteli bir oyuncuya sahip olmak çok güzel...

- Yeni formamız da çok şık bu arada...

- Schuster bana göre hata yaptı. 2-0 öne geçilen maçta bu kadar fazla oyuncu değişikliğine gerek yoktu. Elbette bu tür maçlar oyuncuları görmek için bir şanstır. Ancak sonunda iyi kötü bir kupanın bulunduğu maçta az çok ne verebilecekleri belliyken Uğur-Tabata gibi oyuncuları sahaya sürmek fazlasıyla gereksizdi. Bu kupayı güzel geçen ilk yarıdan sonra almalıydık...

- Cenk'i kazanmak ve Guti'yi izlemek babında çok güzel bir geceydi. Hazırlıklar bitiyor artık, Cumartesi günü sezonu açıyoruz. OLEY!

Stat: El Madrigal
BEŞİKTAŞ: Cenk Gönen, İsmail Köybaşı, Guti, Nihat, Ekrem Dağ, Zapotocny, Ferrari, Hilbert, Quaresma, Fink, Bobo, Ersan Gülüm (Dk. 46), Nobre (Dk. 46), Holosko (Dk. 46), Tabata (Dk. 70), Uğur İnceman (Dk. 70), Necip (Dk. 78), Onur (Dk. 89)
Villarreal: Diego Lopez, Oriol, Marchena, Angel Lopez, Santiago Cazorla, Ruben, Fuster, Senna, Marcano, Soriano, Kiko, Capdevila (Dk. 46), Mario (Dk. 46), Cani (Dk. 46), Nilmar (Dk. 46), Altidore (Dk. 56), Montero (Dk. 69)
Goller: Bobo (Dk. 32), Quaresma (Dk. 40), Cani (Dk. 77), Altidore (Dk. 80)
Sarı Kartlar: Ekrem Dağ (Dk. 61)

8 Ağustos 2010 Pazar

Marca'dayız...

Klasik maç öncesi yazısı, Marca sitesinden. Bizim hakkımızda, Guti'nin transferi hakkında ve oynayacağımız maç hakkında bilgiler var. İnsanın hoşuna gidiyor takımıyla ilgili bilgileri/haberleri Marca gibi ünlü bir gazetenin sitesinde görmek. Umarım sadece Guti ve Schuster odaklı olmayı geçip, 4-5 ay sonra Avrupa Ligi'ndeki başarımızla Marca'da yer alırız...

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Trofeu de la Ceràmica | Villarreal CF - BEŞİKTAŞ

Villarreal FC - BEŞİKTAŞ
Tarih: 8 Ağustos 2010
Saat: 21:30
Stad: El Madrigal
TV: Atv

Afilli oldu başlık İspanyolca yazınca sanki. ''Seramik Kupası'' yazsam bu kara havalı olmazdı herhalde. Şaka bir yana, bir mücadelenin sonunda kupa varsa, BEŞİKTAŞ her zaman kazanmak için oynar. Aksi de düşünülemez (her ne kadar bazen takımı görmek, gençlerin oynaması daha önemli gözükse de öncelikli hedef başarılı olmaktır). Bu Barış Kupası'nda da böyle, Seramik Kupası'nda da, Efes Cup'ta da.

Haliyle Guti'yi de ilk kez izleme şansı bulabileceğimiz, 11.kez düzenlenen -yani prestijli- ve Villarreal'in bizi davet etme nezaketi gösterdiği bu kupayı kazanmak istiyoruz. Ancak kupa bir kenara, böyle güzel bir kupaya davet edilmek bile insanın ruhunu okşuyor öncelikle. Geçen sezonki Barış Kupası da aynı güzellikleri hissettirmişti bana.

Pazar akşamı ekran başına oturalım, Guti'yi siyah-beyazlı forma altında görelim, Nihat'a İspanyolların gösterdiği saygıyı görüp duygulanalım ve gururlanalım, lig öncesi son sınavımızdan iyi sonuçla ayrılıp, kupayı da kapıp İstanbul'a dönelim. Çok mu şey istedim yani?

SALDIR BEŞİKTAŞIM!

6 Ağustos 2010 Cuma

Nostalji Bizi Çağırıyor: HJK Helsinki

Nostalji yapıyoruz bu turda. 1994/1995 sezonunda Kupa Galipleri Kupası ilk turunda 2-0 ve 1-1'lik skorlarla elediğimiz HJK Helsinki ile eşleştik. Benim açımdan da nostalji oldu çünkü hayatımdaki ilk deplasmanlardan birini o zamanlar Helsinki'deki maça giderek yapmıştım.

Ayrıca şaşırtıcı bir kura oldu. Ben daha zorlu bir takım bekliyordum kura şanssızlığımız gereği. Gruplara kalırsak orada 4.torbadan baba bir takım çekeceğiz demek ki.:)

İlk maç 19 Ağustos'ta İstanbul'da. Camiamıza hayırlı olsun bu kura...

Not: Bu linkte 0.45-1.35 arasını izlerseniz HJK Helsinki ile ilk eşleştiğimizde attığımız golleri izleyebilirsiniz: tıkla (youtube linkidir)

Muhtemel Rakipler Belli Oldu...

Play-off turu kura çekimine 4 saat kala bu turda mücadele edecek 74 takım 7 torbaya bölündü. Biz 6.torbadayız ve şu an itibariyle 6 muhtemel rakibimiz var. Bu takımlardan biri 19 ve 26 Ağustos tarihlerinde mücadele edeceğimiz takım olacak.

Bu 6'lıdan HJK Helsinki ve TNS şeker gibi kura olur. 3.ön elemedeki kadar bile zorlanmayız.

Sibir Novosibirsk futbol olarak zorlamayabilir -Rus Kupası'nda geçen sezon final oynamışlar ancak 1.lige de yeni yükselmişler aynı zamanda- ancak uzun yolculuklar lig maçlarının arasında tercih edilmez. Slovan Bratislava orta ölçekli bir kura olur.

Rapid Wien'le geçmişten kalan hesaplar var. Güç dengelerinin değiştiği bu yıllarda rövanşları alsak, hesabı kapatsak fena olmaz. Bir de tribün faktörü var tabii. CS Maritimo ise geçen sezonun Portekiz beşincisi. 2.ön elemeden katılmışlar bizim gibi kupaya. İrlanda ve Galler takımlarını eleyerek gelmişler buraya. Zorlayabileceklerini sanmıyorum bizi. Ancak tüm bunlara rağmen yine de TNS ve HJK Helsinki varken Rapid ve Maritimo istenmez tabii.

Benim tahminim Slovan Bratislava'yı çekeceğimiz yönünde. Hayırlısı olsun...