17 Ağustos 2010 Salı

HJK Helsinki'ye Aynı Tarife; 2-0

- 16 sene önce oynanan karşılaşmadaki tarifeyi uyguladık. En az 2 farklı ve tercihen 2-0'lık bir galibiyet demiştik. İstenilen oldu. Rahat rahat gideceğiz Finlandiya'ya.. Oh be.

- Bir futbolcu topluluğu ancak bu kadar disiplinli olabilir herhalde. 90 dakika savunma yapmaktan sıkılmaz mı insan yahu? Adamlar 2-0'da dahi gram ileri çıkmadılar. Bakalım 2.maçta ne yapacaklar...

- Rumen hakemleri de Türk hakemleri kadar kötüymüş, bunu anladık bugün. Ofsayt gerekçesiyle kesilen 2 iyi pozisyon, verilmeyen birçok faul var. Bir de Hilbert'in müdahelesi var ki, tam çözemedim ben tekrarda ne olup bittiğini.

- Bobo'ya kaptanlık çok yakıştı. Elimizde büyüdü bu adam, futbol bakımından tüm gelişimini bu formayla altında gerçekleştirdi. Ve bugün -yanlış hatırlamıyorsam- ilk kez kaptanlık pazubandını taktı. Bir de 6.dakikadaki pozisyonda top direğe nişanlanacağına gol olsaydı daha güzel olacaktı.

- Necip, yakıyordun son dakikada bizi be kardeşim :) ama inanıyorum ki o pozisyondan gerekli dersleri çıkaracaksın, daha dikkatli olacaksın bundan sonra. Bir de o pozisyonun Cenk yönü var. 90 dakika soğuk kalıp, o topu çıkarmak öyle kolay değil.

- İsmail'in aldığı her topun karşılığına da 'top kaybı' yazmak gerekiyor sanırım. Yine kötüydü.

- Hilbert istekliydi, çalışkandı. Yabancı sınırlaması olmasa bugünkü performansıyla bu takımda oynar. Daha önce dediğim gibi, şanssızlığı Guti ve Quaresma ile aynı sezonda transfer edilmesi. Israrcı olmak lazım bu adamda.

- Ferrari-Zapotcny ikilisi iyiydi. Özellikle Zapo birkaç kez kritik yerlerde kademeye girdi. Daha da iyi olacaklar, sonuçta bu maçlar tam anlamıyla kendimizi ölçebileceğimiz maçlar değil.

- Bucaspor maçında Quaresma'nın ortasında Guti'nin kafa vuruşu az farkla auta çıkmıştı ve benim içimde uhte kalmıştı o pozisyon. Bugün tersi yaşandı. Guti'nin pasında Quaresma enfes bir gol attı. O golün verdiği keyfi birçok gol veremez. Son noktayı maçı birlikte izlediğim babam koydu: 'tüylerim diken diken oldu be'.

- Bu arada maç sırasında aramızda dönen muhabbet sonrası ortaya çıkan soruyu aktarayım: Guti, Avrupa Ligi statüsünü buraya gelmeden önce biliyor mudur acaba? Adamın hayatı Şampiyonlar Ligi'nde geçti :).

- Beyaz üst, siyah şort. Nihayet tam görmek istediğimiz forma ile sahadaydık...

Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Forma konusunu söylediğin iyi oldu. Bu veya düz beyaz forma ilk tercihlerimiz olmalı.