22 Ağustos 2010 Pazar

Schuster'in Hediyesi; 0-2

Herkes gibi ben de şok oldum kadroların açıklanmasıyla. Guti, Necip, Zapotcny ve Bobo yok. Guti'nin oynatılmamasını bir nebze anlayabiliriz, kondisyon problemi olabilir. Ya diğer 3'ü? Bobo'nun bilindik bir sakatlığı yok. Maksat dinlendirmekse HJK Helsinki maçı ne güne duruyor? Zapotcny yok. Yabancı kontenjanından desek, defans hattında bir yabancı oynayacaksa bu neden Schuster'in sezon başında istemediği Ferrari oldu? Ve Necip. Viktoria Plzen maçında yaşadıklarımızdan ders aldığımızı sanıyorduk Bucaspor maçına çift ön libero ile çıkılınca. Bugün ne değişti?

Bu eksiklerin yerine onları aratmayacak oyuncular oynasa amenna ama görüyoruz ki bu oyuncular yerine çok da kötü seçimler yapılıyor. Ernst yanında Necip ile oynamalıyken biraz önünde Delgado ile oynuyor. Delgado'nun senelerdir takıma veremediği katkıdan sonra ondan hala birşeyler beklenmesi tuhaf bir kere. Quaresma'nın katkılarıyla kanatları geçen sezonlarda olmadığı kadar çok kullanıyoruz, bu kez de içeride hava hakimiyeti olan bir forvet yok çünkü Bobo yok, Nobre yedek. Bobo'nun oynatılmadığı bir günde her ne kadar taraftarımızın çoğu beğenmese de Nobre'nin oynaması şarttı Holosko yerine. Ki zaten Nobre'nin yapılan ortalara müdahelelerini gördük son 15 dakikada. Holosko ve Nihat'ın maç boyunca yapamadığını yaptı. Dahasını da yapacaktı ama Holosko'nun müdahelesi ile gol atması da engellendi bir pozisyonda.

Bugün sahada yer alan ve haklı eleştirilere maruz kalan Delgado-Nihat-Holosko üçlüsünün maaşlarını toplasak 7-8 milyon avro ediyor. Bu rakama karşılık aldığımız katkıya bakılırsa, birşeylerin yanlış gittiğini söylemek zor olmaz (ki bu 3lüye bugün faydalı olduğunu düşünsem de Nobre'yi de ekleyebiliriz. Rakam da böylece 10 milyon avro'yu bulur).

Yakın gelecekte Schuster bu hatalarından ders alacak mı, Tayfur Havutçu daha etkin rol oynayacak mı, yoksa biz bu şekilde ilginç rotasyonlarla mı oynamaya devam edeceği bilinmez. Ben öyle çok karamsar olunacak bir hava görmüyorum ama bazı şeylerin yanlış gittiği ve ders çıkarılması gereken şeyler olduğu da bir gerçek.

Bu arada Quaresma'nın hırsına bir kez daha hayran kaldığımı belirteyim. Her maç kendine hayran bırakıyor bizleri. Belki cidden hakediyor övgüyü, belki de biz çok abartıyoruz, bilemiyorum. Ancak onun sahada olması ve onu bu denli hırslı görmek çok hoşuma gidiyor.

Ve son olarak İbrahim Akın'a da teşekkür ederim bugünkü efendiliği için. Birçok faul yapıldı ne hakeme itirazda, ne futbolcularımıza ters bir harekette bulundu. Gol attı, sevincini içinden yaşamayı haketti. Demek ki zamanında ona verilen şansın ve formanın hala değerini biliyor. Teşekkürler İbrahim Akın, adam gibi adamsın.

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs İstanbul BŞB - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11

Hiç yorum yok: