20 Aralık 2011 Salı

Bir Samsun Hikayesi...; 1-1

O kadar sık maç yapıyoruz ki bloglara ya da forumlara yazılan yazılar da birbirinin kopyası oluyor artık. Konuşulan şeyler aşağı-yukarı aynı; sakatlıkların takım üzerinde bıraktığı negatif etki, Quaresma ve Simao'suz takımın yaratıcılığını büyük ölçüde yitirmesi, bu süreçte takımın en büyük kozunun duran toplar olması ve tabii ki takımın üzerindeki yorgunluk.

Bir süredir sürekli yazıp durduğumuz tüm bu söylemler Samsunspor maçı için de geçerliydi. Takımda bazı oyuncuların yürümeye hali yoktu. Sakatlıklar nedeniyle rotasyon da eskisi kadar yapılamıyor. Ayrıca bu kadar sık maç oynamak, hele hele Stoke City gibi uzun süre 'hedef maç' olarak görülen bir maçtan kısa süre sonra tekrar sahaya çıkmak, takımın konsantrasyonunu da aşağı çekti. Haliyle biz, gol atmaya meyili olmayan Samsunspor'u önce sevindirdik, ardından yine bir duran top ile 1 gol attık ve 1 puana razı olduk.

Derbi maçlarını önceki haftalarda bitirmiş bir takım olarak tam fikstür avantajını kullanacağımız haftalarda öyle bir yoğunluk ve yorgunluk sardı ki takımı, sitem dahi edemiyoruz takıma ya da gösterilen performansa. Artık tek düşüncemiz Kardemir Karabükspor'u yenerek, ilk yarıyı 32 puanla kapatmak.

Ve tabii ki Ernst'in verilmeyen penaltısı... İstanbul BŞB maçında yenilen penaltımızdan sadece 1 hafta sonra Ernst'in yenilen bir penaltısı daha! Hem de bu kez çok daha bariz... Daha ne denebilir ki?

Maç dışında yazılacak şeyler de var elbet. İstanbul'dan uçaklarla yüzlerce kişinin deplase olduğu maça bazı taraftarlarımızın alkol kullandıkları gerekçesiyle alınmamaları gibi mesela. Kör kütük sarhoş olmayan, alkolü zevk için ve ölçülü alan taraftarlarımızın stada alınmaması gerçekten çok üzücüydü. Son yılların belki de en güzel kadrolu deplasesi yapılmışken, insanların araba kullanabilecek kadar alkol aldığı halde bile stada alınmaması çok kötüydü.

Stada alınmamaları protesto amacıyla içerideki taraftarın dışarı çıkmaya çalışması da takdire şayandı. Ancak bu kez, taraftarlarımızın içeriden çıkmasına izin verilmedi. Arkadaşlarımızı stada sokmayan yetkililerin gözden kaçırdıkları en önemli unsur ise arkadaşlarımızın dışarıda yalnız kalmaları ve onların güvenliklerinin sağlanamamasıydı. Sonuç itibariyle maç bitiminde duyulan ve görülen olayların çıktığı yönündeydi.

Pilot uygulama nedeniyle bu tür sorunların yaşanmaması için bizim yönetimimizin resmi websitemiz üzerinden bir açıklama yapması önemli bir tedbir olabilirdi. Böylelikle bu uygulamadan habersiz deplasman taraftarının yaşayacağı sıkıntılara minimize edilebilirdi. Ancak insanların yüzlerce TL masraf yaptıkları deplasmanda maça girememeleri gerçekten can sıkıcıydı.

Bu problemin dışında stadda ilk yarı durgun, ikinci yarı fena olmayan bir destek olduğunu söyleyelim. Bize ayrılan yer İstanbul'dan, Merzifon'dan ve Gaziantep'ten gelenler ile hayli hayli doldu. Ancak dediğimiz gibi İstanbul'dan gelenlerin hepsi içeri girebilseydi, tribün kesinlikle bambaşka olurdu...

Bu arada Samsunspor taraftarının yaptığı terbiyesizlikleri de atlamamak lazım. Maraton ve Kale Arkası tribünlerindeki insanların Bursaspor ve Ankaragücü lehine yaptıkları tezahuratlar, kişisel tahrik çabaları ve birkaç kişideki Bursaspor forma ve atkıları çok terbiyesizceydi. Biz bu sene şampiyon olmazsak bir şey kaybetmeyiz ancak 5 yıl sonra Süper Lig'e çıkabilen Samsunspor eğer bir daha küme düşerse, tekrar geri dönmesi yine bir 5 yılı alabilir. Bu yüzden 33.haftada İnönü'ye gelecek takımın taraftarlarının daha mantıklı davranması gerekirdi. Ancak şu anda, 2.yarıda İstanbul'da göremeyeceğimiz, tahriklerini yaptıktan sonra son düdüğü beklemeden stadı terkeden Samsunsporlu taraftarlar yüzünden birçok BEŞİKTAŞlı Samsunspor'un küme düşmesini istiyor...

Maç boyunca yaşanan sorunlar nedeniyle keyfimizin kaçtığı bir deplasman olsa da, BEŞİKTAŞ için bir şeyler yapmış olmanın verdiği huzur elbette apayrı...

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Samsunspor - 2011/12 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2011/12

Hiç yorum yok: