İkinci kez oluyor bu durum bu sezon. Yenik duruma düştüğün maçı 70-80 arası lehine çeviriyorsun, tam ümitleniyorsun ama son dakikalarda yediğin gollerle galibiyeti kaçırıyorsun. Haliyle yıkım çok daha büyük oluyor.
Diğer taraftan da bu puan kaybını da yadırgayamıyorsun. İkinci 45 dakikanın en iyi oyuncusu kalecin Rüştü, en önemli oyuncularından Sivok kendi rızasıyla çıkmış ve yerine geçen haftanın saatli bombası İbrahim Kaş girmiş. Kenarda oyuncu değişiklikleri için son 20 dakikayı beklemeyi adet edinmiş bir teknik direktör var zaten, orta saha çökmüş çökmemiş umrunda değil. Eh, bu durumda puan kaybetmeyeceksin de ne olacak?
Kazansaydık sadece 3 puan için değil, tam şampiyonluğa uygun hareket ettiğimiz için sevinebilirdik. 1-0'dan maçı çevirmiş, iyi oynamadığı bir maçı kazanabilmiş, yoluna kayıpsız devam eden bir takım olacaktık. Olmadı, bazı oyuncularımız buna izin vermedi.
Tribün olarak da 'renkli' bir gece geçirdik. Hani Kasımpaşa diyince insan bir duruyor, tribün kültürünün var olduğunu sanıyor ilk etapta. Bugün anladık ki hepsi boşmuş. Başka tribünlerin ortaya çıkarttığı karışık bir tat olmuş Kasımpaşa tribünü. İnsanlar BEŞİKTAŞ nefretini kusmak için toplanmış gibi. Maşa olmak insanın hoşuna gider mi? Gidiyormuş demek ki...
Velhasıl, keyifsiz başladı bu haftasonu... Fazla yazası da gelmiyor insanın bu durumda. Ancak şu bir gerçek ki, her türlü acıya, üzüntüye ve sinir savaşına rağmen beni en çok düşündüren 8 gün daha BEŞİKTAŞ'sız nasıl geçireceğim...
Bitmesin dertler...
Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Kasımpaşa - 2009/10 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2009/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder