15 Temmuz 2009 Çarşamba

Kuruçeşme'den #2

Sembolik saati biraz geçmişti Kuruçeşme Arena'ya vardığımızda. El yapımı pankartlarla süslenmişti her taraf. Ancak öyle bir kalabalık yoktu. Saat 20-20.30'a doğru hareketlenmeye başladı ortam.

O sıralarda tekneler de yanaşmaya başladı Kuruçeşme'ye. Biz mekandan çıktığımızda 23.30'du saat. Sanırım bizden biraz sonra da bitmiş aktivite. Ve son demlerinde sanıyorum alkolün etkisiyle bazı sürtüşmeler yaşanmış. Madde madde değerlendireyim ben de elimden geldiğince geceyi;

- Gece Alen abinin hoşgeldin konuşması ve üçlüsüyle başladı.
- Pascal Nouma ile irtibat halinde olunmuş sabahlara kadar ancak bir problem çıktığı için gelememiş (Fransa'nın kurtuluş günüyle alakalı bir şeydi yanılmıyorsam)
- Gecenin hemen başında ve bazı bölümlerinde kaybettiğimiz büyüklerimizi, değerlerimizi anmamız beni çok memnun etti. Barış Akarsu, Kazım Kanat, Optik Başkan unutulmadılar. Ha keza Vedat Okyar da...
- Neco gayet iyi bir sunum yaptı. Sunumuna onun Kurtlar Vadisi'ndeki söylemleriyle başlaması harika oldu. 'Şampiyon BEŞİKTAŞ olur demedim mi İbrahimmm' ...
- Demet Akalın neredeyse her kutlamamızda sahneye çıktığı için alıştık onu görmeye. Yalnızdünkü canlı performansı berbat ötesiydi. Hani müzik eleştirmeni kesilme gibi bir niyetim yok, çok da anlamam zaten ama cidden kötüydü yani.
- Şebnem Bal neden oraya çağrıldı anlayamadım. Bence kendisine ayıp edildi. Fenerbahçeli olmasından önce bir bayana bu tür bir karşılama hoş olmadı. Ancak kendisi de taraftara laf yetiştirmek yerine hanımefendiliğini korumasını bilecekti. O da agresifleşince ortalık iyice gerildi.
- Sahneye en çok yakışan ve taraftarı en çok memnun eden açık ara Hakan Altun'du. Kendisi bizden tamamıyla farksız. Bir taraftarımızı alıp sahneye çıkarmışlar gibi. İletişimi süperdi. Sahnede sanatcılar varken en çok tezahurat yapma imkanını o sahnedeyken bulduk. Yalnız 'Allah size alkış başına 1 milyon dolar versin inşallah' cümlesini sarkfettikten hemen sonra taraftardan 'neyleyim cebimde milyon doları, sen şampiyon olmayınca' cevabını o da beklemiyordu herhalde :)
- Sahnede yer alan üç spor yazarının (Cem Dizdar, Adnan Bostancıoğlu, Rıdvan Akar) da samimiyetleri gözlerinden okunuyordu. Yerimiz aslında sizin yanınız tarzından şeyler söylediler, ki bunu samimiyetle söylediklerine eminim. Cem Dizdar'ın ayrıca başarıya fazla itibar etmemesiyle ilgili cümleleri çok manidardı.
- Ragıp Savaş nam-ı-diğer Şekerim Fuat, köprü dizisinin deli mühendisi, Eşber Yağmurdereli diğer önemli konuklarımızdı.
- Vedat Özdemiroğlu sahneye çıkıp 3-4 şiirini okudu. Kafası bir milyon gibiydi açıkcası. Ancak yine de enerjisi ve neşesi yerindeydi. Sabri Dino ile ilgili kısmı çoğu taraftarımız anlamadı, eminim. Sanırım alkollü olmasa, o da o şiiri okumadan önce çok daha ayrıntılı bir açıklama yapardı.

- Redd'in 'ben aslında opera sanatcısıyım ve sizin Fenerbahçe ile ilgili operanızı da biliyorum ancak şu an televizyonlar çektiği için söyleyemeyeceğiz.' cümlesi herkesi kopardı.
- Redd'in söylediklerine bir benzerini Çemberimde Gül Oya şarkısını söylerken taraftarın Ekinler dize kadar'a kaymasından sonra Haluk Levent de söyledi. 'Siz aldınız mesajı...' dedi.

- Takım yalnızca 5 dakika sahnede kaldı. Ben oyuncularımızın teker teker anons edilmesini, kupaların tekrar semaya yükselmesini bekliyordum/istiyordum. Kutlamanın futbolcularla ilgili kısmı hayalkırıklığı oldu desem yanlış söylemem. Yine de Ümraniye'den kalkıp geldiler. Hepsine teşekkür etmek gerek.
- El yapımı pankartlar çok güzellerdi. Ancak tartışmasız en güzeli tuvalet girişinde yer alandı.

- Quaresmaaa Quaresmaaa tezahuratlarıyla umarım birileri mesajı almıştır. Gerçi her yabancı transferi maddi açıdan bizi çökerttiği için ben gönül rahatlığıyla isteyemiyorum ya neyse... Yıldırım Demirören tam bu transferle ilgili iddialı açıklama yapmadı, oh be dediğim anda 5 yıl şampiyonluk mevzusunu açarak, yine yaptı yapacağını.

- Şairler Parkı'ndan arkadaşlarımızın ve onların arkadaşlarının el emeği göz nuru pankartları da bütün görkemiyle kutlamada yerini almıştı. Ellerine sağlık onların da.
- Gece genel anlamda güzeldi. Süperdi! Gelemeyenler çok büyük şeyler kaçırdı! diyemeyeceğim. Zaten böyle gecelerin bundan güzel olması da zor. Sonuçta stadda değilsiniz, mekanda tek sahip siz olsanız da, deplasmanda gibisiniz. Yine de gayet güzel bir organizasyon oldu. Hani bir kez daha olsa yine hiç düşünmeden giderim, öyle diyeyim. Bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkürler demeyi de unutmayayım.
- Artık 19 Temmuz'u bekliyorum. Bu tatilde son kez İnönü'ye ayak basabileceğim. Heyecanlanmaya şimdiden başladım bile...

1 yorum:

Kartal Bafiler dedi ki...

Resimler mükemmel , Ömer