14 Aralık 2008 Pazar

Klasik tarife; 1-0

Ankaragücü her daim ilacımız oluyor yazdık, nitekim yine öyle oldu. 2002/03 sezonundan itibaren oynanan 12 maçta 11 galibiyet almıştık, 13'de 12 yaptık. Onlar ne kadar bizi sevmese de, ben onları seviyorum. Kim sevmez ki böyle rakibi?

Maçın skoru yanıltmasın. Süper oynamadık belki ama biraz dikkatli ve becerikli olsak elde edeceğimiz skor 1-0'dan kesinlikle daha iyi olabilirdi. Son dakikalarına bu skorla girilen maçları hiç sevmiyorum. Ankaragücü'nün direkten dönen topunda yüreğimiz ağzımıza geldi. O pozisyon gol olsaydı, çok büyük ihtimalle golü çıkartamayacak ve yine puan kaybı yapacaktık. Holosko'nun ve Nobre'nin kaçırdıklarında ise şanssızdık. Neyse ki, 90 dakika sonunda o pozisyonlar için ah vah çekmemize gerek kalmadi.

Gökhan Zan ve Serdar Özkan bana bu takımda nasıl oynayabildiklerını sorgulattı yine. İnsanlar para veriyor, kombine alıyor ve sezon boyu onları hasta eden 2 oyuncuyu izlemek zorunda kalıyorlar. Kötü bir durum. Ekrem ve Zapotcny çalıskanlardı. Cisse biraz daha ofansa yönelik oynamasına rağmen sırıtmadı. Ali de fena değildi, haftaya Allah yardımcısı olsun oynarsa yine de. Seriç nihayet ikinci kez forma giydi. Bir daha giyebilir mi, meçhul.
Önümüzde zorlu bir derbi var. Hem de deplasmanda hiç şansımızın tutmadığı bir rakibe karşı. Moralleri kısmen yerine getirdik. Taraftar da mesajını verdi; "Cimbomu yenmeden İnönü'ye gelmeyin" . Bizden bu kadar, artık söz futbolcularda...

Hiç yorum yok: