9 Ocak 2012 Pazartesi

Hayalkırıklığı; 0-0

Sezonun ilk yarısında genellikle bizi sevindiren ve puan kaybettiği maçlarda genellikle geçerli bir sebebi olan futbol takımımız, Ankara'da öyle iki puan kaybetti ki, doluya koyduk taşmadı, boşa koyduk dolmadı. Yine Ankara'da Gençlerbirliği'nden alınan 4-2'lik mağlubiyete bile 'Dinamo Kiev maçı yorgunluğu' gibi bir mazaret uydurabilirken, Ankaragücü'nün A2 takviyeli kadrosuyla, hem de onlar da haftaiçi deplasmanda maç yapmışken berabere kalışımızın tek açıklaması 'hayalkırıklığı' oldu bizler için. Böylece, Samsunspor'un 2-0 öne geçtiği anlarda puan farkının 19.hafta sonunda 2'ye inebileceğini düşünen bizler, hafta tamamlandığında puan farkının 7 olduğunu gördük.

Maçın ilk 20 dakikası hiç bir şey yapmadık aslında. Ancak bu 4 gün önce kazanılan Eskişehirspor maçında da böyle olduğu için çok da kafamıza takmamıştık. Diğer yandan her geçen dakika ister istemez Ankaragüclü futbolcuları ve taraftarları da puan alabilecekleri yönünde umutlandırıyordu. İlk yarı bitene kadar ciddi bir pozisyona giremedik. Yine de ümidi kesmemiş, savunmasıyla öne çıkan Ankaragücü'nün yiyeceği 1 golle çözüleceğini düşünüyorduk.

Düşündüğümüz şey muhtemelen doğruydu ancak düşündüğümüzü sahaya yansıtamamak asıl sıkıntıydı. İkinci yarıda daha baskılıydık, daha çok kazanmak istedik ancak yan toplarda bu kez de Bora'yı geçemedik. Takımının Mersin deplasmanından 3 puanla dönmesinde büyük pay sahibi olan genç kaleci, bu maçta da bize en büyük silahımız olan yan topları istediğimiz gibi kullanmamıza izin vermedi.

Bir hayalkırıklığını da Carvalhal yaşattı dün akşam. 55.dakikada iyice kapanan Ankaragücü savunmasını açmak için oyuna aldığı oyuncu Edu, çıkardığı oyuncu Mustafa olunca, maalesef sınıfta kaldı. Ayağına hakim, top tekniği yüksek Mustafa'yı sahada tutmak yerine, her hamlesini bitirebilmek için topu sol ayağına çekmesi gereken Edu'nun sağ kanatta 35 dakika oynaması gerçekten anlamsızdı...

Sonuç itibariyle maç başladığı gibi bitti. Biz, Galatasaray ile aramızdaki puan farkının 7'ye çıkmasına engel olamadık. Diğer taraftan Ankaragüçlüler, yıllardır daha olgun kadrolarla bir türlü yenemedikleri BEŞİKTAŞ'tan puan almanın mutluluğunu yaşadılar. Hem de şampiyon olmuşcasına.

Biletlerin, biletix'ten değil de, staddan çıkışı İstanbul'dan gelen taraftarları fazlasıyla zorladı. Girebilen girdi, giremeyen kaderine küstü. Tribünün çok iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak en azından bu kez alışılmış tribün içi kavgalar yoktu Ankara'da.

Maç sonunda ise Gecekondu'nun olduğu tribünden sahaya atlayanlar oldu. Sahaya atlayanların bizim tribüne ulaşamadan engelleneceği gün gibi aşikardı. Neden, neye istinaden böyle bir harekette bulundular kimse çözemedi. Bizim tribünün 'gel gel gel' tezahuratının ve kırdığı 15-20 koltuğun ardından polislerin müdahelesiyle son buldu her şey. Geriye kalan ise 0-0'lık sonuçla kaybedilen 2 puan oldu...

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Ankaragücü - 2011/12 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2011/12

Hiç yorum yok: