14 Kasım 2011 Pazartesi

14 Kasım 2011 BJK A.Ş. Genel Kurulu- Ayrıntılı Toplantı Tutanakları! | Önce Beşiktaş

BJK Futbol Yatırımları A.Ş. Genel Kurul Toplantısı önceden duyurulduğu üzere 14 Kasım tarihinde yaklaşık 40 Beşiktaşlı hissedarın katılımıyla ki bunların hemen hemen tamamı aynı zamanda kongre üyesi ve bazıları divan kurulu üyeleri olmak üzere gerçekleştirildi. Hakkını teslim etmek gerekirse, söz almak isteyen hemen herkes kulüple ilgili kaygılarını, sıkıntılarını, çekincelerini dile getirmekte herhangi bir kısıtla karşılaşmadan medenice düşüncelerini dile getirdi ve Yönetim Kurulunu temsilen Sn. Ertunç Soğancıoğlu tek başına da olsa sorulara ve ileriye dönük beklentilere yanıt vermeye çalıştı. Ne yazık ki hissedarların görüşlerini açıklamasında ve eleştirilerini dile getirmelerinde gösterilen nezaket ve hassasiyetin toplantı tutanaklarını yazmakta gösterilmediği görüldü. Haftanın ilk iş günü olması sebebiyle aralıksız yaklaşık 2,5 saat boyunca yapılan sorgulamanın ardından tekrar iş yerlerine dönmek zorunda olan katılımcıların çoğunlukta olduğu Genel Kurul tutanaklarının hazırlanıp imza edilmesini beklemek ve yazılanları gördükten sonra itiraz şerhi koymak pek kimsenin aklına gelmedi, ne de olsa söylenenler söylenmiş, Yönetim Kurulunun, bilanço ve gelir gider tablolarının, denetçilerin ayrı ayrı hiçbirinin, toplantı salonunda bulunanların büyük çoğunluğu tarafından ibra edilmediği kayıt altına alınmıştır düşüncesinin aksi akla gelmemişti. Gayri resmi olarak kayıtlara geçirilmesi gerekirse, tutanakta verilmek istenen havanın aksine, söz konusu üç ayrı oylamada da sadece birkaç kişi ibra etmeyip diğerleri kabul oyu vermiş değil, mevcudun büyük çoğunluğu ibra etmemeyi seçmiştir. Yalnızca BJK Derneğini temsilen gelmiş bulunan Yönetim Kurulu Temsilcisinin, Derneğin Şirket üstündeki %62,5’luk hakimiyetini kullanarak kendi kendini ibra etme durumu doğal olarak ortaya çıkmış, Yönetim, hemen her sene olduğu gibi Genel Kurul salonundakileri değil sadece kendini ikna edebilen bir pozisyona düşmüştür.

Bu senenin farkı, geçen senelerde 10-12 kişi itirazlarını ve ikna olmadığını dile getirirken bu sene bu sayı 40’lara çıkmış, önümüzdeki senelerde daha çok artacağı çok muhtemel olduğu görülmüştür. Sn. Atıf Keçeci’nin deyimiyle, mutsuz insanlar her yıl daha kalabalıklaşmaktadır. Derneğin kritik Mali Genel Kurulu öncesi her sene asıl gelir ve gider kalemlerinin paylaşıldığı ve bir nevi hesap sorulabildiği Şirket Genel Kurullarının yüzlerce kişiyle yapılması bundan sonrası için dileğimizdir. Zira burada ikna olan veya olmayan topluluğun iradesi Mali Genel Kurul’a her zaman yansıyacaktır, çünkü asıl kulüp ekonomisi şirket üzerinden yürümektedir.

İlk önemli gündem maddesi olarak yönetim kurulu faaliyetleriyle ilgili eleştiriler ve soru cevap bölümü gerçekleştirildi. İlk söz alan Sn. Kadir Kılıç resmî tutanakta da belirtildiği gibi SPK’nın genelde spor kulüplerini, özelde Beşiktaş’ı yeterince denetlemediğini ve 40 milyon Lira Özsermayeye sahip olan şirketin bugün eksi 200 milyonlara düşmesinin seyredildiğini, Julio Alves gibi 2 ayda değerini %100 artıran transferlerin kulübü daha da çok zarara uğrattığını ve sorgulanmadığını, özetle kulübün devamlı zarar etmeye devam ettiğini belirtti. Ayrıca bu tür fon şirketleriyle yani 3. şahıslarla yapılan transfer anlaşmalarının FIFA talimatlarına aykırı olduğunu ve bu yüzden transfer yasağı gelebileceğini belirtti. Son olarak, şirkete ait alt firmaların faturalarının da incelenmesini talep etti. Daha sonra söz alan Sn. Atıf Keçeci, UEFA mali kriterlerinin büyük bir tehdit olduğunu, 2013 yılında devreye girecek bu kriterler için önlem alınmadığını, Bağımsız Denetim Şirketinden memnuniyetsizliğini, Temmuz ayında Ticaret Kanununda yapılacak değişiklikle, UFRS standartlarına göre denetimin zorunlu hale geleceğini hatırlattı. Denetim raporlarında görüş alınan Kulüple bağlantılı kongre üyesi ve menajerlerin kanaatlerinin kıstas olamayacağını, futbolcu bedellerinin yüksek gösterilerek bir varlık değerlemesinin yanlışlığını ve geçersiz olduğunu ekledi. Aynı konuda Sn. Emre Göllü de söz alarak önceki sene futbolcu değerlemeleriyle ilgili aynı eleştirilerin yapıldığını ve bu konuda oyunculara yapılacak sigorta meblağının kıstas alınması sözünün verildiğini fakat bunun gerçekleştirilmediğini belirtti. Sn. Cengiz Sarıkaya,

kulübün borçlandırılmasıyla ilgili divan kuruluna bilgi verilip verilmediğini, Fulya’nın kira gelirlerinin 75 milyon dolarlık kredi alınırken Genel Kurul’a danışılması gerektiğini ve bunun yapılmamasının tüzüğe aykırı olduğunu ekledi. Ayrıca başkanlar arasındaki ilişkinin bilinmesine rağmen Gaziantepspor’un bile alacağı için davacı olduğunun üzülerek görüldüğünü belirtti. Sn. İsmet Aydınlıoğlu ise kapanan Kartal Yuvalarıyla ilgili zararları ve yeni açılan Bayrampaşa Forum İstanbul’daki mağaza için ödenen kira bedelini ve devir parasını sordu. Sn. Murat Ülgen, aylık 8.000 TL olduğunu, devrin ücretsiz gerçekleştiği cevabını verdi.

Sn. Berk Hacıgüzeller 64 tane süren davayla ilgili neden karşılık ayrılmadığını, kaybedilmeleri durumunda nasıl bir maliyet çıkacağının hesaplanıp hesaplanmadığı sorusunu yöneltti. Sn. Atıf Keçeci de Aktif Reklam davasında durumun hiç iç açıcı olmamasına rağmen hiç karşılık ayrılmadığını ekledi. Cevap, faizinin değil ana paranın ödenip davanın kapatılacağının düşünüldüğüydü. (Ana para için de ayrılan bir karşılık olmadığını tekrar belirtelim)

Sıra bizlere geldiğinde söylediğimiz ama maalesef tutanaklara yansımayanlar ise şunlardı;

1- Burası BJK AŞ’dir ve herhangi bir şirket genel kurulu değildir. Başka şirketler zarar edebilir hatta kapanabilir, bu çalıştığımız şirket bile olabilir, gider başka bir iş ararız kendimize ama Beşiktaş iflas ederse başka takım tutamayacağımıza göre gidecek başka yerimiz yoktur, bu yüzden bizim için çok çok önemlidir.

2- BJK A.Ş. hisseleri yatırımcıya güven vermeyen, spekülasyona açık ve şirketin mali tablolarından ötürü tercih edilmeyen bir haldedir.

3- Beşiktaş Yönetimi Beşiktaş’ın misyonunu değiştirmiş, Özkaynaktan yetişen oyuncularıyla başarı kazanan bir takımken, ithal yıldızların bir senelik maaşı için her bir gencinin bonservis haklarını fonlara devir ve feda eder olmuştur. Böyle bir yöntem seçilip yerli genç oyuncularımız elden kaybedildiği takdirde bu KOLTUK GÖTÜRECEK BİR HATA OLACAKTIR.

4- Beşiktaş gerek kamu yararına dernek gerek halka açık şirket olduğu için şeffaf ve kurumsal olmak zorundadır. Gençlerin fona devriyle ilgili spekülasyonlar başkanın ve yöneticilerin ağzından doğrulanırken kulüp olarak resmen doğrulanmamakta, bu da kamuoyunu yanıltmakta ve taraftarı adeta paranoyaklaştırmaktadır. Bu olayı açıklar mısınız?

Cevap: Bu konuda görüşmeler olumsuz sonuçlandı, şu an fona devir yok!

5- Beşiktaş’ın giderlerinde azaltma yapılmasından söz edilirken; sponsorlara her maç kaç bedava bilet verilmektedir, bu zorunlu mudur, aksi takdirde Beşiktaş sponsor bulamamakta mıdır? Bu biletlerin karaborsaya düşmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Cevap: Her maç 4.000 adettir, anlaşmalara istinaden verilmektedir. Karaborsaya gitmesiyle ilgili savcılığa suç duyurularımız vardır. (Sezonda 5 milyon TL’ye yakın bir gelir kaybı söz konusu kısaca)

6- Yüksek maliyetli oyuncular alınması taraftarın alım gücünün arttığı veya kendi bütçesinden daha çok vermek zorunda olduğu anlamına gelmemektedir ve bu yüzden taraftarın protestosu sonucu kombine gelirleri yarı yarıya düşmüştür. Ayrıca maçlara ilgisizlikle birlikte düşen bilet fiyatları kombine kart sahiplerini mağdur etmiş ve bu yüzden seneye 1000 tane bile satılmayacağı konusunda uyarmak istiyoruz.

Cevap: Kombine gelirleri 14 milyondan 11 milyona düştü yalnızca, sene içinde bilet satışlarıyla telafi edileceğini hesaplıyoruz. (Bu sırada salondan ‘kombine satışı sadece gelir değil stadın doluluğuyla ilgili bir durumdur, kombineli taraftar daha çok sahip çıkar ve amaç gelir artırmaktan çok hem seyirci sayısını hem geliri artırmak olmalıdır’ itirazı geldi.)

7- Kulübün şehir içi ulaşım giderleri neye göre bu kadar ani iniş ve çıkışlar göstermektedir? Yoksa binmediği taksiyi, harcamadığı benzini kulübe fatura eden personel mi mevcuttur? Bu sırada yine kulüpte fahri olarak yöneticilik yapanlardan hangilerinde ve toplamda kaç tane araç olduğu sorusu yöneltildi. Yöneticilerden sadece Fahrettin Curoğlu’nun makam aracı olduğu, yakıt masraflarının kulüpçe karşılandığı, bunun dışında profesyonel yöneticilerin bazılarına tahsisli makam araçları bulunduğu cevabı verildi. Ayrıca kulüpte toplam 40-42 tane aracın bulunduğu yönündeki Atıf Keçeci’nin iddiasına bir itiraz gelmedi! BJK TV’ye alınan araçların giderleri artırdığı, yine TV’nin 4 aracının da 3’e indiğini de öğrenmiş olduk.

8- 2 sene boyunca ‘Biz 1-2 milyon lira için sırtımıza reklam alacağımıza Kızılay logosu giyip sosyal duyarlılık gösteririz’ söylemi bu sene neden değişmiştir, sosyal sorumluluk yapılamayacaksa 2 senede edilen zarar kimin sorumluluğudur?

Cevap: Sırt reklamı hakkı zaten Ülker’deydi ama Ülker, Kızılay’a izin verdi! (demek 1-2 milyonluk sosyal sorumluluk hovardalığı değil, Ülker’in bir kıyağıymış ama bunu başkan bilmiyormuş) Bu sene göğüs reklamı değişince Ülker sırta geçmiş oldu.

9- Yıllardır yapılamayan, her sene 31 Mayıs’ta kazma vurulacak denen stattan dolayı kaybedilen gelirler ne olacaktır? Herhangi bir cevap verilmedi.

10- Başkan Del Bosque vakasında hatasını kabul etmişti. Belki 1 milyon dolara uzlaşılabilecekken neden dava devam ettirilerek kulüp 8 milyon Euro zarara uğratılmıştır ve başkan bunu cebinden karşılayacak mıdır?

Cevap: Türkiye’de Tahkim sadece 800.000 dolar ödenmesine karar verince daha fazla olacağını düşünmedik. Başkan sadece Del Bosque’yi göndermekteki hatasını kabul etti, tazminat ödemekteki değil! (Salondan itiraz geldi ama nafile, buz gibi soğuk su içildi)

İbra oylamalarına geçilmeden önce, Atıf Keçeci emniyet müdürlüğünde bir toplantısı olduğunu söyleyerek, hiçbir şekilde ibra etmediğini ve zaten bilindiğini söyleyerek salondan ayrıldı.

Genelde yönetim ve bilançolar birbiriyle iç içe geçmiş şekilde müzakereler sonunda tatmin edici cevaplar alınamadığı için; Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve bilançolar ayrı ayrı ve hepsi birden,

Çağrı Göksel, Tayfun Küçük, Akın Küçük, Cahit Akbulut, Ömer Seymen, Buğra Şara, Hakkı Arda, Kadir Arslanalp, Bengi Altuğ, Ümit Yıldız, Sezgin Gülnar gibi Önce Beşiktaş diyenler tarafından İBRA EDİLMEMİŞTİR.

Ayrıca Cengiz Sarıkaya, Emre Göllü, Berk Hacıgüzeller, İsmet Aydınoğulları, Bülent Topbaş, Murat Özen, Kadir Kılıç, rahmetli Hilmi Kuman’ın eşi Sevgi Kuman gibi diğer isimlerin çoğu da hep ibra etmeme yönünde oy kullanmışlardır. (Sadece Sn. Emre Göllü denetleme kurulunu ibra etmeme yönünde oy kullanmadı.

Çok daha gerçekçi ve ayrıntılı gayrı resmi toplantı tutanağını buraya kadar sıkılmadan okuyanlara ve Beşiktaş’ın kuruşunun hesabını sormak isteyen herkese teşekkür ederiz.

Saygılarımızla,
Önce Beşiktaş

Hiç yorum yok: