28 Ekim 2011 Cuma

Can Yakan Perşembeler Vol.2 ; 2-2

Acı, keder, stres, sıkıntı BEŞİKTAŞ'tan geliyorsa hepsine eyvallah. Kaderimizde bu takımı seviyoruz diye bunları çekmek varsa, çekeriz hiç dert değil. Ancak Kiev'de uzatmalarda yıkılmamızın üzerinden 1 hafta geçmişken derbide de 88'de yıkılmak hiç iyi olmadı. İnsanın kolu kanadı kırılıyor bu tip durumlarda. Geçen sezon Guti'nin maçın sonlarına doğru attığı golle Kadıköy'den 1 puanı aldığımızda ne kadar sevindiysek, belki 2-3 misli üzüldük bu akşam. Ama dedik ya, kaderimizde bunu yaşamak da varsa, çekeceğiz gıkımızı çıkarmadan.

Aslında maçın hakkı da beraberlikti. Hatta belki ibre Fenerbahçe'ye daha yakındı. İlk yarıda Cenk'in açıyı kapatarak kurtardığı bir pozisyon, Egemen'in çizgiden çıkardığı bir top ve offside gerekçesiyle verilmeyen bir gol vardı. Biz ise ilk 15-20 dakikayı çok iştahlı şekilde oynadıktan sonra bilindik futbolumuza geri döndük. Simao'nun enfes golünden başka tehlikeli pozisyon bulamadık ve maçın kontrolünü genelde rakibe bıraktık.

İkinci yarıda da benzerlikler vardı. 45-55.dakikalar arasını iştahlı ve etkili oynayarak geçirdik ancak 55.dakikadan sonra daha çok Fenerbahçe kontrolü eline aldı. Nitekim golü de bulup, skoru eşitlediler. 55.dakikadan sonra ileri çoğalmakta sıkıntı çeken takımın 2.golü bulabileceğini ben şahsen düşünmüyordum ki, o ana kadar savunmaya katkısı olmayan, ileride ezen aldığı topların çoğunu ezen Quaresma nihayet ondan bekleneni yaptı ve güzel bir asist'le Almeida'ya golü attırdı. 72.dakikada gelen bu golden sonra ise takım geçen sezonki hataya düştü. Geçen 2-1 öndeyken Almeida'nın kaçırdığı gol sonrası 3.golü bulamadan Ferrari'nin kırmızı kartıyla darbeyi yemiş ve sahadan mağlubiyetle ayrılmıştık. Bu sezon da 2-1'den sonra bir topumuz direkten döndü ancak oyunun hakimi biz olsak da 3.golü bulamadık, bulmak için yeterli eforu da sarfetmedik. İçten içe 2-1'i koruyabiliriz düşüncesindeydik ki, bunu da yapamadık. Cenk'in sadece 2 kişiyle baraj kurdurması pahalıya mal oldu ve rakibimizi yine yenemedik.

Futbolcularımıza kısaca değinmek gerekirse. Cenk'in hanesine hem kazanılan puanı, hem kaybedilen puanları yazabiliriz. İyi maç çıkardığını yazmamız gerekirken 2.goldeki baraj hatası hepimizi üzdü. Egemen-Sivok bildiğimiz gibi çalışkanlardı. Hilbert ve İsmail de aynı şekilde, kapasiteleri ölçüsünde katkı verdiler ve vasat üzeriydiler. Veli zaman zaman ne pas hataları yapsa da, çok koştu, çok mücadele etti. Necip'i boşuna kesmemiş olduğunu da görmüş olduk böylece. Necip'in de özellikle 2-1'den sonra 10 dakika boyunca göze hoş gelen top oynadığımız dönemde iyi işler yaptığını yazmak lazım. Ernst-Aurelio ikilisi ile daha güzel bir orta sahaya sahip olduğumuzu da söyleyebiliriz. Ernst yine sahanın her yerindeydi. Aurelio ise zamanında müdahelelerle yine katkı verdi.

Simao, attığı gol ile hepimizi sevindirdi. Formu yeterli mi? Değil ama en azından müthiş bir gol ile geri dönüş için umutlandırdı bizi. Mustafa, çıkana kadar çok iyi top sakladı. İleride çoğalma problemimiz olmasaydı daha çok işe yarayabilirdi. Almeida'nın golle dönmesi güzeldi. Bu takımda belki de en çok ona yakışıyor gol atmak. Holosko'yu bir şeyler karalayacak kadar göremedik sahada. Ve Quaresma... kariyeri boyunca oynadığı hiç bir takımda veya hiç bir oynayacağı takımda bu kadar sevgi görmemiştir ve göremez. Milyonlarca BEŞİKTAŞlı resmen ayağına bakıyor, alkışlamak için hazır kıta bekliyor. Ancak ne yazık ki Quaresma'yı bu sezon daha bir şova yatkın görüyoruz. Savunmaya katkı vermemesini geçtik, ileride de kolayı zor yapmayı seçiyor. Bu da yavaş yavaş taraftarlar arasında değerinin tartışılmasına yol açıyor...

Belki yenik duruma düşüp, son anlarda beraberliği yakalasak şurada mutluluktan neler yazacağımızı şaşıracaktık ama 2 kez öne geçilen maçtan 1 puanla ayrılınca ve bu puan kaybını 88.dakikada gelen golle yaşayınca insanın en başta dediğim gibi kolu kanadı kırılıyor...

Ve son olarak... Herkese getirdikleri atkı ve bereler için teşekkürler...

Maç ile ilgili sayfalar: BEŞİKTAŞ vs Fenerbahçe - Derbiler 2011/12 - 2011/12 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2011/12

Hiç yorum yok: