
Karşılıklı gollerden sonra ilk yarının sonuna kadar göze hoş gelen futbolu oynayan da, orta sahada görmeye alışkın olmadığımız kadar güzel paslaşmayı yapan da bizdik. Uzaktan şutlar dışında tehlikeli atak bulamasak da rakibe ezilmemek ve bunu yaparken iyi oynamak keyif vericiydi.
Aynı tablo ikinci yarının başlarında da devam etti. Sahanın hiç bir yanında, maçın hiç bir anında rakibe ezilmiyorduk. Hatta daha iyi pas yapıyor ve oyunun kontrolünü nispeten elimizde tutuyorduk. Ancak 61.dakika itibariyle 3 oyuncu değiştirme hakkını kullanan Stoke City, maçın gidişatını değiştirmek için bir şeyler denerken, biz ilk 11'imizle devam etmeyi tercih ettik. Haliyle, yavaş yavaş oyundan düşmeye başladık. Bu süreçte Stoke City yavaş yavaş etkinliğini arttırmaya başladı. Topları direkten döndü, daha çok şut çekmeye ve üzerimize gelmeye başladılar. Ernst değişikliği ile 'nihayet' dedikten 2 dakika sonra ise ucuz bir penaltı ile 2-1 öne geçtiler. Takdir haklarını maç boyu rakipten yana kullanan Fransız hakem, penaltıyla da kötü yönetiminin üzerine mum dikmiş oldu böylece.
2-1'den sonra hemen Holosko değişikliği yapılsa ve biz kalan 13 dakikada nispeten hareketli gözüksek de bu gol bulmak için yeterli olmadı. Maç da 2-1 mağlubiyetimizle sonuçlandı.

Günün sonundaki teselliler ise İsrail'den gelen beraberlik haberi ve takımın maçın genelinde oynadığı pozitif futboldu. Pozitif futbol her ne kadar bize bu maçta 1 puan dahi kazandırmasa da takımın böyle zorlu bir deplasmanda bu kadar güzel oynayabilmesi, Kiev deplasmanı öncesi hepimizi umutlandırdı...
Son olarak; Hep böyle oynayın, canımızı verelim...
Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2011/2012 Avrupa Ligi - 2011/12 İstatistikler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder