Bir hayalimiz vardı Avrupa'da. Yıllar sonra Şubat ayında kupada mücadele edecek olmanın verdiği heyecanla kurulan hayaller. İnönü'de Vikingur ile başlayıp, Dublin'de bitiyordu. Olmadı, bugün İnönü'de bitti.
Bir beklentimiz vardı Avrupa'da. Ligde son 3 maçında 1 puan almış takımımızdan, Avrupa'da bizim sevindirmesini istiyorduk. Avrupa'ya tutunmak, Avrupa'da mutlu olmak istiyorduk. Olmadı, tüm beklentiler boşa çıktı bugün.
Bir isteğimiz vardı Schuster'den. Oyuncu seçimlerinde dikkatli olması, seçici davranması gibi. 6-7 aydır birlikte çalıştığı oyuncuları daha iyi analiz etmesi, bizim tuhaf karşılayacağımız değişiklikler yapmaması gibi. Olmadı, Erhan-Ernst değişikliğiyle gördük isteiğimizin boş olduğunu.
Bir İnönü kalemiz vardı Avrupa'da. Birçok Avrupa devinin gelip, zor anlar yaşadığı. Kazansalar dahi bunu kolay başaramadıkları. O kale de düştü artık. Wolfsburg ve Porto'dan son 2 sezonda yenilen 3'er golden sonra bugün Dinamo Kiev'den yenilen 4 gol, son darbe oldu.
Bir tribün vardı, sadece Avrupa değil her kulvarda güvendiğimiz. O da bugün kötü durumda olduğunun sinyallerini verdi. Değer, gelenek bilmeden kendini desarj etme derdinde olanlarla, çelişkili tezahuratlar ve davranışlarda bulunanlarla doldu.
Bir yönetim vardı, taa Seba zamanında. Nerede ne yapması gerektiğini bilen, boş boş konuşmayan, haddini hududunu bilen, başkalarıyla uğraşmayan, yaptığı transferlerle günde 3 defa övünüp, her açıklamasında 'dünya bizi izliyor, kıskanıyor' demeyen.
İki ay boyunca beklenmişti bu hafta. Galatasaray-Cska Sofya-Bursaspor maçlarının oynandığı haftadan da fazla beklenmişti sabırsızlıkla. Başlangıcı, sonunu da berbat eden bir hüsran oldu. Yok olan beklentiler ve hayallerden ise her hayalkırıklığında olduğu gibi sadece bir cümle kaldı geriye: BU SEVDADAN VAZGEÇERSEK, ALLAH BELAMIZI VERSİN...
Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder