17 Kasım 2010 Çarşamba

Mola Almak Günah Değildir!; 91-94

İlk 5: Iverson, Chatman, Serhat, Cevher, Likholitov

İlk periyotu 10, ilk yarısı 9 sayı farkla bitmiş bir maç üçüncü periyotta kafa kafaya geliyor. Ancak periyotun sonlarındaki dirilişle birlikte fark tekrar 6'ya çıkıyor. Dördüncü periyotun ilk 5 dakikası ise rüya gibi. Fark 16 sayıya kadar çıkmış, taraftarlar havaya girmişler, Eurocup'a galibiyetle başlangıç çok yakın. O an herşey bir anda tersine dönüyor. Rakip üstüste üçlükler buluyor, fark önce tek haneli rakamlara iniyor, ardından da rakip maçın bitimine 1 dakika kala öne geçiyor ve son hücumda denenen 2 şut da girmeyince, 5 dakika kala 16 sayı önde olunan maç ellerden kayıp gidiyor.

Basketbolda bu tür sonuçlar fazlasıyla yaşanıyor. Bir takımın 16 sayıdan maç vermesi çok sık olmasa da, görülen birşey. Eğer bu maçta yaşananlar sadece 1 maçta yaşanıyorsa, sorun da edilmesi doğru olmaz. Ancak biz bu maçta ne yaşadıysak, 1 seneden fazla süredir yaşıyoruz ve bir türlü gerekli önlemleri almıyoruz.

Burak Bıyıktay insan olarak dünya iyisi. BEŞİKTAŞ'ı en az bizler kadar sevdiğine de hiç şüphe yok. Ancak iyi insanlık ve BEŞİKTAŞlılık, iyi coach olunacağı anlamına gelmiyor. Ne yazık ki 1 seneden uzun süredir, birçok değişik oyuncunun gelip gitmesine rağmen aynı sorunları yaşamamızı engelleyemedi coach.

Bu maçta yenilen üçlükler el üzerinden atılmış olsa, yine bir nebze kabullenilebilirdi ancak ellerini kollarını sallaya sallaya buldular birçok üçlüğü. Bir de mola almama sorunu var. Biz televizyon başından nasıl izliyorsak, coach da aynı şekilde izledi maçın son 5 dakikasını. Onbinlerce insanın aklından mola alınıp, rakibin oyundan soğutulması ve bizim takımın toparlanması için fırsat elde edilmesi düşünülürken, bu teknik heyetin hiç aklına gelmedi. Son 5 dakikanın raporu 7-26, ancak alınan bir tek mola dahi yok.

Yenilgiler acıdır, 16 sayıdan verilen maçlar daha da acıdır ancak hiç biri, hiç birşey yapılmadan kaybedilen bir maç kadar acı veremez. Burak Bıyıktay'ı çok seviyorum ve birgün coach'luktan ayrılırsa dahi kulüpte kalmasını ve başka mevkiilerde bu camiaya hizmet etmesini istiyorum. Ancak ne yazık ki artık coach'luğunun bize birşey katmayacağı açık ve net...

Iverson mı? Bu maçtaki hırsı ve oynama arzuzu görülmeye değerdi. Zamanla çok daha iyi olacak inşallah...

İstatistikler:
Andrew Ogilvy 20 sayı 12 ribaund 2 asist
Serhat Çetin 15 sayı 2 ribaund 5 asist
Allen Iverson 15 sayı 3 ribaund 2 asist
Mire Chatman 13 sayı 5 ribaund 3 asist
Cüneyt Erden 11 sayı 2 ribaund 3 asist
Cevher Özer 7 sayı 2 ribaund
Fedor Likholitov 6 sayı 1 ribaund 0 asist
Michael Ignerski 4 sayı 4 ribaund 2 asist
Mustafa Abi 0 sayı 2 ribaund
Bekir Yarangüme 0 sayı 1 ribaund 1 asist

Maç ile ilgili sayfalar: Basketbol 2010/11 - Avrupa'da Erkek Basketbol Takımımız

2 yorum:

Altan Koçak dedi ki...

Çok yazık ve kırıcı oldu gerçekten bu mağlubiyet. Iverson, Chatman ve Cevher haricinde takımımız çok vasat, bu maç için Bıyıktay'a yüklenmek kabul edilebilir ancak asıl görülmesi gereken her sezon 10 oyuncusuyla yollarını ayıran ve hep daha "az kalitelileri"ni getiren yönetimdir.

Ömer dedi ki...

Burak hoca'yı eleştirirken, yönetimi es geçtiğim kesinlikle düşünülmesin. Sonuçta yönetim neyi uygun görüyorsa, bugün şubede onu görüyoruz.

Ancak Burak hoca'nın da bu ulvi göreve geldikten sonra 1 yılı aşkın sürede kendini geliştiremediği aşikar. Biz mola almadan rakibin seri yakalamasını, tuhaf oyuncu değişikliklerini, yanlış oyuncu hamlelerini yeni görmüyoruz. İyi niyetinden tabii ki şüphemiz yok ama iyi niyetli olan herkes iyi coach olamıyor, böyle bir gerçek var ne yazık ki...