- En başarısız iki oyuncumuz olarak Nihat ve İsmail'di bana kalırsa. Nihat için artık söylenebilecek ne kaldı bilemiyorum. Kullandığı korner ve akabinde topu kontrol etmek isterken yere düşüşü sanki şu an içinde bulundugu durumun özetiydi. İyi niyetli olduğuna hem fikirim, ancak ne yazık ki hala o patlamayı yapamadı ve günden güne o patlamay yapabileceğine dair inancım azalıyor. İsmail'in ise bu maça ilk 11 çıkmasını doğru bulmuyordum. Hala defansif açıdan çok aksıyor. 40.dakikada topla çıktığı pozisyonda topu kaptırmasının, kalemize tehlike olarak geri dönüşü, bu arada İsmail yerine Quaresma'nın defansına yardım edişi ilginçti mesela. Oyununun kötü olduğunu bu denli düşündürten İbrahim'in akıl almaz performansı ve iştahı da olabilir yalnız.
- Adı geçmişken bir madde de ona açalım. Akıl almaz şeyler yapıyor bu İbrahim cidden. Haftaiçi 80.dakikadan sonra bindirme üstüne bindirme yapan o değilmiş gibi, haftasonu bu kez bir derbide sağ bek oynadı. Ve İbrahim Üzülmez'in sağ bekliği, onun yerini doldurması gereken İsmail'in sol bekliğinden daha iyiydi. Çok büyük saygı duyuyorum İbrahim sana...
- Zapo-Ernst-Guti günün iyilerindendi. Ki üçünün bu iyi performanslarına alıştık diyebiliriz. Yalnız Guti'nin golden sonraki hırsı, deparı ve yüz ifadesi mükemmeldi.
- Nobre çalıştı, durdu ve hatta istatistik bazında takımın en çok koşanı oldu ama hücumda etkili olamadı. Hakan hatalı bir gol yedi. Daha sonra da oyundan çıktı. Umarım en kısa sürede iyileşir. Cenk'e de geçer not çıktı bu maçtan. Alex'in pozisyonunda kritik bir kurtarışa imza attı. Ekrem'den pek birşey göremeden sakatlandı. Erhan'ın sakat, Rıdvan'ın hazır olmadığı bir dönemde umarım sakatlığı uzun sürmez. Aurelio'yu ise ilk kez ilk 11'de gördük. Bence Necip de oynasa olurdu, hatta gayet iyi olurdu ama hoca daha tecrübeli olması nedeniyle Aurelio'yu seçmiş olmalı.
- Bobo girdi ve oyunu hareketlendirdi. Guti ile aralarında özel bir bağ oldu sanki. Ankaragücü maçında yakaladığı pozisyonun aynısını yakaladı ve bu kez de penaltı yaptırdı. Quaresma'yı anlatmaya gerek var mı zaten? 22 futbolcunun arasında en değerli oyuncu o ama gel gör ki en çok mücadele edenlerin başında da o geliyor.
- İbrahim Toraman, Kadıköy deplasmanlarını bir başka geçiriyor. Takım kaptanı ve bayrak adam nasıl olur gösteriyor sanki. Bu maçta da vakit geçirmeye çalışan Volkan'a verdiği ayar çok yerindeydi. Oyun olarak da gayet iyiydi.
- Tribünümüz müthişti. Maçın ilk 15 dakikasında üstün olan bizdik. Gole kadar da ara ara ses geldi tribünümüzden. Golden sonra takımla birlikte tribünde de bir düşüş yaşandı, ki bu normal. İkinci yarı başında tribün yine kontrolü eline aldı ve o güçle takımı da cesaretlendirdi. 1-0 yenikken, Kadıköy'de uzun bir süre bizim sesimiz, bizim tezahuratımız duyuldu. Volkan'ın taraftarına kaydığı fırça da o dönemde geldi zaten. Golden sonrasını zaten yazmaya gerek yok, desteğin şova döndüğü anlardı o anlar. Hepsine helal olsun... Sahada belki eşitlik vardı ama tribünde ezici bir üstünlüğümüz vardı.
- Ancak tüm bu güzelliklerin yanısıra, saygı duruşunda yapılan tezahuratın tribünümüze ve camiamıza yakışmadığını belirtmek gerek...
- Sonuç olarak 1 puan hiç yoktan iyidir. En azından BEŞİKTAŞ düşmanlarını sevindirmedik ve Avrupa Ligi dönüşü oynanan zorlu bir derbiyi geride bıraktık. Şimdi 1 günlük dinlenmenin ardından gözler Antalyaspor maçında olacak...
GÜCÜNE GÜÇ KATMAYA GELDİK,
FORMANDA TER OLMAYA GELDİK,
BEŞİKTAŞ SENİNLE ÖLMEYE GELDİK,
BEŞİKTAŞ!
FORMANDA TER OLMAYA GELDİK,
BEŞİKTAŞ SENİNLE ÖLMEYE GELDİK,
BEŞİKTAŞ!
Maç ile ilgili sayfalar:Derbiler 2010/11 - BEŞİKTAŞ vs Fenerbahçe - 2010/11 Süper Lig'de BEŞİKTAŞ - İstatistikler 2010/11
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder