1 Eylül 2010 Çarşamba

Hoşgeldin Fatih, hoşgeldin Fink

Transferin son gününde 1'i iç transfer olmak üzere toplam 2 transfer yaptık sayabiliriz kendimizi. Haftalardır devam eden yabancı santrafor dedikodularına Fatih Tekke transferiyle son noktayı koyunca, Fink'i de kadroda tutmuş olduk.

Fatih Tekke'nin transferi sportif açıdan Aurelio transferiyle aynı tarzda. Alacakları ücret de hemen hemen aynı zaten. Performansa dayalı ücretlendirme şekliyle gerçekleşti iki transfer de. Manevi açıdan ise iki transfer siyah ile beyaz gibi. Aurelio transferinde sindiremediğimiz şeyleri bir kez daha yazmanın anlamı yok. Fatih Tekke transferi ise tam tersi. Basın toplantısında açık yüreklilikle başka takımı tuttuğunu açıklayan kaç oyuncu daha vardır acaba? Benim için orada Trabzonsporluyum demesi olumsuz birşey ifade etmiyor, aksine bizi yalan beyanlarla kandırmadığı için teşekkür ederim kendisine.

Diğer taraftan, Fink'in takımda kalmasını isteyenlerdendim. Fenerbahçe'ye attığı golden dolayı değil tabii ki. Disiplinli, uyumlu olması ve geçen sezon iyi performans göstermesinden dolayıydı bu isteğim. Fatih Tekke transferine Fink'in en azından 4 ay daha takımda kalmasını sağladığı için bile sevinebilirim. Ki Fatih Tekke'nin bu lig şartlarında başarılı olma ihtimalinin de az olmadığını düşünüyorum.

Ocak ayında Sivok gelir, Ferrari-Holosko-Fink üçlüsünden (Tabata'yı yazmadım çünkü bonservis ücreti nedeniyle gideceğini sanmıyorum) biri gider ve sezonu bu şekilde kapatırız artık. Sportif açıdan olumlu hamlelerle kapattığımız bir dönem oldu ilk transfer dönemi. İnşallah sezon sonunda da bu olumlu hamleleri alacağımız kupalarla daha anlamlı hale getirebiliriz...

Hoşgeldin Fatih Tekke, hoşgeldin Fink!

Hiç yorum yok: