17 Eylül 2010 Cuma

Bu Golün Tadı Başka...; 1-0

ÜKazanmak her zaman güzeldir ama 90.dakikada gelen golle kazanmak çok daha güzeldir. Çok şükür ki, çok da iyi oynamadığımız bir günün sonunda yazının ilk cümlesini kurabildik. Aslında ilk yarıda Holosko çok güzel bir hareketle önüne aldığı topu golle sonuçlandırsa, bu kadar zor olmayacaktı maçı koparmak. Ancak zor da olsa grup maçlarına, hele hele kazanılması gereken bir iç saha maçını kazanarak başlamak çok güzel oldu.

Her ne kadar, 89 dakika gelmeyen gol rotasyonun bu denli derin olması konusunda olumsuz düşünmeme neden olsa da, sonuç olarak Schuster bugünlük haklı çıktı. Ancak papaz her zaman pilav yer mi? orası bilinmez.

Futbolculara gelirsek. Fevzi'den beri geri paslarda, defansla olan paslaşmalarda hop oturup hop kalkan biri olarak, Hakan'ın aşırı rahatlığı canımı sıkmadı değil. Ekrem'i diğer maçlara göre tutuk gördüm, sanki ondan görmeye alıştığımız kadar mücadele bile etmedi. Ferrari'nin açık alanda rakip oyuncunun arkasında kaldığı bir pozisyon vardı. Merak ettim acaba o pozisyon sakatlığından önce mi sonra mıydı. Önce ise durum gerçekten vahimmiş. Toraman ve Zapo'ya fazla yorum yapacak kadar görmedim oyun içinde. İbrahim Üzülmez'in içine bir ara Messi kaçtı sandım. Quaresma oyuna girince daha da güzelleşiyor sanki oyunu. Hilbert cidden çok kötüydü. Her seferinde bu kadar kötü olmayacağını düşünüyorum, bu maç sanki bir istisnaydı.

Ernst be abi. Bu takımda gol atmasını her zaman en çok istediğim oyuncuların başında gelir. Adamın gol sevinci bile bir başka oluyor (bkz: bu maç ve Gençlerbirliği maçı 2008/09). Bu maçta da altın değerinde bir gol attı. Bu golün ona nasip olması da çok yakıştı... Guti her maç asistlerine devam ediyor. Kendisi ilk kez Avrupa Ligi'nde grup maçına çıktı, belki biraz ortamı da garipsemiş olabilir :). Tabata çalışkan gözüktü. Yakaladığı gol pozisyonunu golle bitirse onun adına daha güzel olacaktı. Nobre yine çalıştı, durdu. Quaresma'nın sıfırdan yaptığı ortayı daha iyi sezebilse kariyerinin en rahat golünü atabilirdi. Bobo'yu fazla göremedik, ki zaten onu Kadıköy'de aktif görmeyi daha çok isteriz. Ve Holosko... Herşey iyi güzel ama bitiricilik sıfır kere sıfır. Ki gol yolları dışında da yoktu...

Sonuç olarak CSKA Sofya'nın şansı İnönü'de tutmuyor bize, bunu anladım bu gece. Ancak bu durum oynadığımız iki maçı da kazanmamızla alakalı değil. İlk maçı 82 ve 90+2.dakikada gelen gollerle, ikinci maçı ise 90.dakikada gelen golle kazanmamızla alakalı. Darısı deplasmandaki maça...

Maç ile ilgili sayfalar: Avrupa'da BEŞİKTAŞ I (İstatistikler) - Avrupa'da BEŞİKTAŞ II (Yıllara göre maç dağılımı) - 2010/2011 Avrupa Ligi - 2010/11 İstatistikler

Hiç yorum yok: