25 Mayıs 2009 Pazartesi

Duble'ye 90 dakika kala...


Arkadaşım Onur ile birlikte buluşup geçtik Kabataş'a. Oradan yürüyerek stad. Önce benim bilet işini halletmem gerekiyordu. Biletimi stadın altındaki gişeden aldım, çok da rahat aldım. Karaborsacıların patladığı bir maç oldu diyebiliriz hani. Oradan semte geçtik ve bir diğer arkadaşım Burak ile buluştuk. Maç öncesi genelde Şairler Parkı'nda takıldık, gayet güzel bir ortam vardı. Bir ara Köyiçi'nde yemek yedik ve yine parka çıktık. Saat 18.20 civarı stada doğru yürümeye başladık. Yukarıdaki tablo o anlardan.

Sonunda gülüp, eğlendiğimiz, içerisinde çok kızdığımız, strese girdiğimiz bir 90 dakika geçirdik stadda. Onu kendimde o gücü bulursam 1-2 gün içerisinde ayrı bir yazıda anlatırım. İtiraf etmeliyim ki şu anda hiç o havada değilim :) Güzel fotoğraflar çektim stad içinde. Misal yukarıdaki. Meşalelerle gayet güzel, özlediğimiz görüntüler oluştu.

Maç sonu da meşaleler eşliğinde semte geri döndük. Bu sefer herkeste bir mutluluk, herkeste bir sevinç vardı tabii. Hepimiz savaştan galip çıkmış birer komutan gibiydik desem abartmış olmam. Onur'u maç sonunda gördüğüm ilk an öyle bir sarılışımız var ki anlatamam :) Bunu haketmiştik, hem de sonuna kadar...

Tabii kutlamaları abartanlar da oldu yukarıda gördüğünüz gibi :) Biz semt civarından ayrıldığımızda saatler geceyarısını gösteriyordu ama hala kornalar, tezahuratlar ve meşaleler gırla devam ediyordu. Herhalde 1-2'yi bulmuştur ortamın sessizleşmesi.

Velhasıl, bir günün özeti böyleydi. Haftaya şampiyon olursak iyiden iyiye zihinlerimize kazınacak bir gün oldu. Çok istedik, hakettik ve sevindik. Darısı 30 veya 31 Mayıs'ın başına!

Duble'ye 90 dakika kala...

Hiç yorum yok: